Gelirim Hüznü Bırakıp
Hasretin
en dayanılmaz zamanı, turunç ovalarımızdan çekilirken ceylanlar ağır ağır ak dağlara. Çağırırsan güz yangını sesinle beni, uzaklığın sınırsız kuyularından soluk soluğa gelirim, gelirim koyu gölgeler basmış toprağına atarım ırmaklarına kendimi, sesimi, elimi, yüzümü serinliğine, bir de denizden kopan rüzgarına. Bakma öyle acılı ekinler tutuşmaktadır koyuluğunda akşamın. yeşil dallardan kopar elini, daya alnını geçmişe çağır güneşi, sesin güçlüyse gençse hala gelirim. Nasılsa gecelerin firarisiyim. Kaçağıyım bu dağların çağlardır çıkar gelirim gülüşüne gelirim hüznü bırakıp dağlarımıza. |