havuzun başımuhafazakar ölümlülük senli dağınıklık dünyalarına vatandaşlığın güzel ama sen ayaklarımı duyma deri atan dağ sırası sırtımda karalayarak ilerliyorum diz kapaklarımdan dirilerek anlatabilseydim varsayımı gözlerini gözlerime darası dar sokaklar doğursalar taşlaşanlarını gün içi katliamlar soyunarak ilk günahın dekoltesiz giysisini sorgular zamanelik hep hep oyunu bildirmece yapışkanlığı bilmece o merdiveni üst bakış kanlıdır zaten kirpiklerine kanı sıkıştırılmış camlar kuzeyden ritmler getiren sen uçuşan yerlere güneyin dansını sersen bulutları ateşe kundaklayan dişlerimin derin azizleri iki çocuk bir göğün göğsünde ben çok duvardan duygudan kelepçeler düğümünü çiğnesem su kuşları çabucak gitmiş sınırları yıkılan denizlere yolsuz uykusuz kalmışız labirentleri mor odalara - şimdi |