inşirah.. ’’gerçeği söylemek’’ kendi üzerine inşirahı boca etmenin fal yanı kapanmamış fincan içine sızan gün’eşsiz geceye yıldız koymak beyaz eldivenliydi Annem prag radyosuyla eş zamanlı inşirah’taydı tesadüf// mendelson’un düğün marşı çalıyordu yazlık sinemada Babamsa gözlerinde gülen sevda, 1945 baharında.. ruhumu ikna edeni arıyordum tahta iskemleler arasında kayıp fotoğraflı epeyce kalabalık bir anı’ydı rüyamda annemin anlattığı ! uyanmayı talep etmek mezarlık bekçisiyle boşyere pazarlık doğruyu söylerim korkuyu sıkıştırsam köşede ki taşın üstüne yazdıklarım okunmasa ziyaretçi işgâlinde dua salvoları şaşırtmasa kuşların lâl şarkılarıyla ayrılık sıramı ruh hâlimden parçalar düştü iç savaşım ağrısını hiçleş-tirip her yanım retorik bilmecesi ? tahammülsüz acıları satmanın en uygun pazarı delilik sahnesinde sahte raporlu başrol oynamak//buldum desem yerimi sarmadığım tütüne kibrit çakar centilmen el’i acısı tatlısı kuş tüyü yastığı defter-i güncede saklı beyaz bir bulut pastası k’alanı kırık çatallı yüreğime yedirdiler dizeler ezelden/sevmek g’öreli duyguları duy ki ! yazmazdım fısıldama’saydı perisi melek kanatlı ilhâmları şiir sakıncasını sözlese hatırımı çeler mi düşüncemden ? hücre gibi yeniler kendini tarih-i kadim //bit taciri libasında ahh Anam kimler demiş ! iki gönle nöbetçi işgüzar tebessüm ’’evinizin kızı,aynanızın tozu da çok güzel’’ soramadım /hayat çukuruna kimler eğildi de arı çıktı bahtsıza... not : Annem ile Babamın düğünü İnşirah Bahçesi’nde olmuş semtimizin Yazlık Sinemasıydı yıl 1945...4 mayıs gecesi .. |