KIYAMAZ
Bir akşam üstü
Güneş battım batacak Telefonumda bir ses Haydi gel demiştin Ben mi Evet Yemek servisini açtım Bana dedim Benim ki nerde diye sordun Verdin cevabını arkasından Yarısı senin yarısı benim Bir canın ikiye bölünmüş şekli Bir tarafı sen diğer tarafı ben Tamamlayanız sanki birbirimizi Bir kitabın sayfaları gibi Okudukça okuyası geliyor Sona biran önce ulaşmak için Hikayenin sonuna Sona ulaşılır mı nefes aldıkça Hangi hikaye bir kitaba sıvar Hele de bizim hikayelerimiz Her kapının çalmasında Elinde kırmızı güller…. Ve devam eder Güneş pırıl pırıl Hava deniz mavisi Ama içimde bir sessizlik Sahilde oturdum bir taşın üzerine Başım hafifçe öne eğik Gözler uzakları süzmeye devam ederken Omuza yumuşak bir dokunuş Bol kapılı zindanlarda Tutsak hayatı yaşayan isimler Bir ses : yabancı kalk artık Kavuşmak istemez misin emeline Ver elini elime Sarıl bana Ne kadar zor özlem O günden bu yana Sevinçten çıldırmışçasına Kollarım açık Yerimde hop oturup hop zıplayarak Ne kadar da özlemişim seni Sen olarak canlandırdım gözümde Her geleni Haydi yanıltma beni Şimdi de sen gel Karşılarım seni saygın güler yüzlü sevecen Bir o kadarda mahcup ve utangaç Paylaşırım senin gibi Bir tabağı Gök yüzünde ay ışığı Hafifçe esen rüzgar Kollarım arasında sen Birde çok sevdiğin yunan müziği Olduk işte ikimizde bahtiyar Biliyorum bırakmayacaksın Yanında beni Zorlama artık vazgeç sınırları Terk etmek zor olsa da bu diyarı Haydi git diyeceksin Bilemem isteyerek mi Birde kal diyebilsen Benim sevdiğim gibi Birde sevebilsen Ama olsun biz iki yarım canız Uzaktan da olsa Sevmekten yanayız Sami Yüce 05/09/2019 |