sana/sadece sana..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın bir solo tırmanışı dudakların ki
yüreğinin ritim tutan yamaçlarından kış olsa çığ düşerdi içime.. (...) zamanın damarlarında aldığı yolun sonunda ve başındasın. en utanmaz yerlerine kadar işleyecek ve soluksuz bir hızla sürecek olan bu kapıda... bir defterin sayfalarına atılmaya ve akıtılmaya hazır en müsait gözyaşı... bir adımdan sonranı bilmeyecek kimse senin.. derin bir ilmek,/ kumaşına narin bir düğme gibi hep sökük yerlerinle yüzleşecek.. az/ çok, şimdi/ sonra, sıcak ve soğuk.. bütün ihtimallerden bir parçayı aramak, seçmek ve bulmak için. buradasın, aynanın henüz su olduğu çağlarda.. tenindeki en keskin kokudan başlayan düşün bir yüreğin içine sızdığı ve bedduaların ve duaların ve kemden kemikten etten gözlerin bentlerine dolduğu yerde. önümü görebilmen için göğüs kafesine kazınmış gölgeleri, gölgeleri duya bilmen içinse hiç öpmediğim parmak uçlarına doladığın sesleri öğrenmelisin.. şimdi, tamda bunun için buradasın.. kırmızıda ve mordasın/ ordasın.. alnını ve aklını ve bileğini aynı hizaya getirmeye çalıştığın yerde... gergin soruların ıskaladığı bir ’çünkü’nün dalındaki ilk elmada... çünkü... bitmez sonlar, mutlu bitmez! diş izlerinin diz izlerine yaslandığı ve gitmenin ve gelmenin sözden olduğunu öğrendiğin bu yerde.. ve işte buradasın.. yüzüne yaslanan soluğun kıyısında, senin gözlerinde iyot var; aklındaki martıların yersiz- yurtsuz uçması bundan.. içinden deniz geçen kentlerden sesleniyorum sana/ sadece sana.. - bunu neden yapıyorsun? - çünkü... zamana taşınman, bütün eşyalarını zamana taşıman, aldığın son kitabı okumadan daha ’bir zamanlar’ çöplüğüne atman. izmaritlerinin kokusunu gidermek için ’zaman zaman’ penceresini zorlayacağını öğreneceğin bu yerde... zarfları ve pulları, özneleri ve mısraları, yüklemi ve mührü unuttuğun bu yerde... küskün bir sabırın dokunduğu o derin hücrede yeni yeni örülen duvarların içinde.. aklında ve alnında ve dudağında kanamaya hazır ilk kırmızılıkta... buradasın, yanlış bir soruda ve bir cevabın tam ortasında belirsiz bir gölge, belirli bir ünleme denk. küsüyor akmayı unuttuğun bütün ırmaklar ve sırlar.. yüreğine fısıldanan ilahi bir secde, hükmün ’sırata’ kadar bunu bilmeği öğrenmek için olduğun yerde... işte buradasın.. (...) |