O BENİ ŞAİR SANSA DA...Kurşun döktüğüm o şiiri unutalı çok oldu: Çok olduğumu da biliyorum hani Pervazında ruhumun bir alt yazıya da ihtiyaç olduğunu. Göğün kumandasını yeni kaybettim Ve umutlarımı peşi sıra. Pişekâr seyirci ile okuyucunun yüzleştiği Bilmem kaçıncı şiirde Ofsayda düşen bir hayta gibi Kapaklandığım sıradanlığın da meyvesini topluyorum ve Tüm dik acılarımla Eşkâlini çiziyorum üçgen yüreğimin. İblisin tohumlarını attığı hararetle yüklendiğim Dertlerin bir solukta resmini ısmarladığım Kâinatın da kayıp atlıları: Atıl yürek neyi deşerse deşsin Israrla söylendiğim Kolaçan ettiğim dinginliğe özlemimi Yâd ediyorum… Dünün bir devrim; An’ın koyu bir hücre Yarının da artık neye gebe düşlerinde Yol aldığım hüsranın yaftalayan esaretiyle Kollarımı birleştiriyorum Ahmak bir ifadeyle sırtlanmaksa bulutları Kanayan coğrafyaların yasını tutuyorum Kanatıldığımı es geçtiğim sair günde Yakamozların da bekçisiyim Beklenmedik bir anda Düşe kalıp göğün ritmine uyamadığım Kalp atışıyla Ölümü özlediğimi de unutuyorum. Sahici sevgilerin kıyısında bir tutam; Aşkın kayrasında saklı mevsimim illa ki hazan. Bulutlara sunduğum fermanım ile güneşi Azat etmesini dilediğim Tanrıdan da son bir arzum Eylüle yelken açan posta koyduğum Posta güvercinlerinden bile daha sadığım sevgiliye: Eylül başında bir selam çakıp habis düşlere Dümeni kırıyorum sarı rüzgâra. Sarıldığım efkârın sanrılarında Ben attığım her yek ile sızdığım gönül bahçesinde Eylediğim misafirle içli dışlı bir muhabbet Elbette ehli keyif bir maruzat Yıkarken köprüleri Delirdiğimi saklıyorum annemden: O beni bir şair sansa da Benden çıktı bir kez kelam: Şair kadar sıra dışı bir hükme boyun eğerken Mağlup kılındığım nasıl da aşikâr: Başımı eğmeden saklandığım içinde o yamalı fistan: Ölümü gör, dercesine Çetelesini tuttuğum güze bir veryansın Yaz çabuk bitsin, dercesine Yazamadıklarım da saklı elbet imbat gecelerinde. |
Güzel bir duygu...
Tebrik ederim Üstadem...