değmesin yağlıboya...
vakit akşamın yanıbaşı,
günlerden hasret, aylardan umut.. yıllanırken, özlem ;şişesinde an be an aşılanmış ruhum bi kere gözlerimden yağmur bekler... ötede,az ötede; bilinmez bir sabahın rüyası, yar kokusu sinmiş yarınlara; koklanmasa yaşanmaz belki... şimdi sıra ağaçlara selam vermekte, kuşları dinlemek usul usul; ve kendimi uğurlamak sabah icin.. ya o gelir yahut ben giderim.. şurada bir iki kelam kalsın kafiyeme unutkanlık sarılsın... bir içimlik çay ,bir sıkımlık can misali; cam kenarı bir seyrin de oldumu değmesin yağlıboya... |