SAVAŞIN BEDELİ
SAVAŞIN BEDELİ
Yetmezmiş gibi Bunca yokluk, yoksunluk! Savaşa girince Devlet-i Aliye, Biz de evde babadan yoksunduk. Seferberlik başlayınca Osmanlı’da, Kimi koşulu öküzünü bıraktı tarlada, Kimi de ‘’İşin aslı var mı?’’ diye, Soluğu aldı askerlik şubesinde. Devletlü padişahımız, Ferman buyurdu; ‘’On sekiz- kırk yaş arası erkek, Kim varsa köyde askere gidecek’’. Birinci Dünya Harbi’nde, Yetişkinler asker edilince, Anadolu’nun köylerinde, Erkek kalmamıştı evlerde. Tarlada; Buğday, arpa hasat beklerken, Evin babası asker edilirken; Yemen’e, Hicaz’a, Çanakkale’ye Eşkıya kol gezerdi, dağda, derede. Bunu bilen dağ eşkıyası, Vakitli vakitsiz evleri basardı. Yemeğini yer, haracını alır, Yaptığı zulüm yetmezmiş gibi Bir de evin, ırzına sulanırdı. Evin asker anası, Onca zorluğu çoktan unutup, Namusunu korumak için, Çeşitli çareler arardı. Osmanlı köylüye asırlardır, Hep asker deposu diye bakardı. Savaşta en önde cengâver, Ganimette ağza bile alınmazdı. Devlet-i Ali Osmanlı Savaşa gönderirken evin adamını Geride kalanlara pek sahip çıkamadı Gönderse de birkaç defa jandarma O da hep sembolik kaldı… Salih KOÇ 14 Temmuz 2019 / Büyükçekmece |