Deniz Fenerine Yolculuk / Mektup Ve Yağmur
Ben geldim diyorsun yani...
Giderayak hem de? Ama şiirler yazdım, şiirleri sana yazdım! Okudum üfledim de öyle gidiyorum diyorsun yani? Denize indim, ama bir simit alıp da öyle indim... Bir martıyla sohbet ettim... Ama o sendin; ben seninle ettim o sohbeti diyorsun yani? Hem de giderayak? Ama denizin kokusuna benzemez ki benim kokum; Ben bir balık değilim. Sonra simitçi Ahmet ağabeyin o çok taze o çıtır dediği simitleri de... Falanları da filanları da değilim; hatta o çok övüne durduğu planları hiç değilim... Kim olduğumu söylemediler mi sana? Eğer söylemiş olsalardı, Eğer bilmiş olsaydın; Giderayak yazılmış şiirlere hiç yüz vermeyeceğimi iyi bilirdin. Bence sana benimle ilgili hiçbir şey söylememiş... Yazık, bu koskocaman İstanbul da ayıp etmiş canımmm gönlüme! "Seni seviyorum!" demeden nerelere gidiyorsun a, yarim? Hem kim dedi sana, benim mektuplarla aram iyi diye? Bu koskocaman bir yalan... Benim aram yağmurlarla iyidir; yağmur eteklerimdedir... Otlarsa dizlerimde diz boyu güzeldir! Deniz ise denizlerde güzeldir ancak. Kim demiş,o gözlere de yakışır diye? Onu diyen bir kere halt etmiş; diyemedin mi ki; bir daha böyle halt etmeyesin? Bence arada sen de bir şeyler demelisin! Meral Meri /Deniz Fenerine Yolculuk / Mektup Ve Yağmur ~ A rainy day in Istanbul, Edward Seago. English (1910 - 1974) |
“Hayır” diyorum. “Ben her denizde bir ada olduğunu sanıyordum... Sen git artık.” Duymazdan geliyor; “Bana bir şiir daha oku…”
Şiir okumuyorum. Kadehimin içindeki kırmızıya dönmüş kağıt gemiyi çıkartıp, şarap şişesinin mantarının üzerine koyuyor. Üzerine yazdığı yazı akmış, harfler birbirine karışmış. Masanın üzerinden bir kağıt gemi daha alıyor, üzerine bir şeyler yazıyor bir kez daha ve kadehimin içine bırakıyor. Ceketini giyiyor ve bir kez daha gidiyor.
Kadehimdeki kağıt gemi uzakları özendiriyor. Üzerinde onun el yazısıyla; “Ruhun Gemisi” yazıyor.
Başka dilde konuşan insanların şehirlerinin ışıkları görünüyor belli belirsiz. Uzaktan motor ve türkü sesi duyuluyor. “Haklısın” diyorum kendi kendime; Her denizin adası yoktur…”