BİR LONDRA RÜZGÂRI
BİR LONDRA RÜZGÂRI
Bakışların sana beni anlatır Yorgun ve argın bir aşk kıvamında Deli dolu yaşıyorsun, çılgın bir deniz gibi Bilmem ki hâlâ Londra’da mısın? Frankfurt gecelerinden bir yüz, Sıcaklığını bana anımsatan bir rüya Güne bakan gözlerin en çok uzakta özlenirmiş Ne çok zemheriler geçtim, o sahil kasabasında Ah benim vefasız sevgilim, Özleminle arsız kanserini emzirirken, sen yoktun.! Sen, ezber bozan Londra’lı, gül dudaklım Beatles hatırına, iliş pencereme Sen, kendini ayırmazken zevk-i sefadan Toprağa çiğ düştü, usancın durağında Ben seni uyarmıştım, Burası Efes, Bizans’lı rahibeler, Şifrelerle okunur tarihteki aşklar Geçmişe ipek serip aşkı cennet mi sandın? Yıldızlar küsmüş karanlığa, bulutlar uykuda Sensizlik yalnızlığımı çoğaltıyordu, ne çoktun ! Ne hoştur mehtabı seyretmek geceleri Şimdi seni biriktiriyorum, eski fotoğraflarda Kleopatra’nın anatomisiydi, bu şehri ikiye bölen Ağlayabilseydim, şu halime Yüreğimde hâlâ sıcaklığını taşıdığım o’ Londra’lıya Bir beste yapardım, şu hantal piyanomun tuşlarıyla. Yine öykümün dramatik saatlerindeyim Karanlığa örtündükçe ellerim, ses vermiyor tamburam Öylesine yorgunum ki eski yosmalardan Saniye saniye gelip geçiyorlar gözlerimin önünden Ağırlığım kalmadı, Güz rüzgârları dokunuyor tenime Bir Londra rüzgârı gibisin melez keşkelerimde Ben, bütün ümitlerimi tükettim sana varmadan Şimdi koşuyorum Pişmanlıklarıma teslim olmamak için Belki de her boyun eğişim, her diz çöküşüm Yarım kalmış bir aşkın ihtilâlidir. Nuri Dağdelen Özdere-İzmir |
Çok güzel gerçekten