Takvimler ve (K)ağıtlar
Takvimler temmuzu gösterdiği an
Yürekleri ateş yaktı yârenler!... O kara gecede, tutuştu zaman Zalim simsiyahtı, ak’tı yârenler!... Rahmet yağmurları yağıp göklerden... Kanlı gözyaşları sağıp göklerden... Bir güneş misali doğup göklerden... Sonsuzlukta şimşek çaktı yârenler!... Hakça yaşadınız, hakça öldünüz Bayrakça dik durup ak’ça öldünüz Kire bulaşmadan pakça öldünüz Davanız yüceydi, Hakk’tı yârenler!... Biriniz bin oldu, arttınız o gün... Gülü terazide tarttınız o gün... Korku kefenini yırttınız o gün... Hilâl başınızda tak’tı yârenler!... Hicran ateşiyle kavruldu canlar Olgun başak gibi savruldu canlar Bir çınar misali doğruldu canlar Seherde ayağa kalktı yârenler!... Gönül ağacının kırıldı dalı Hilâle ne söyler bayrağın alı? ’Yok’ göründü size dünyanın malı Yaramıza tuzlar ekti yârenler!... Kustu nefretini, saldırdı itler Sanki İstanbul’da dirildi Hitler "Allah bizimledir" dedi yiğitler Kurşunlar bedenden sekti yârenler!... Kimi yaralandı, kimisi öldü Hayat fânilere sanki bir çöldü O gece vahşetti, kandan bir göldü Tarifsiz çileler çekti yârenler!... Gözü görmüyordu divanelerin Yüzleri katrandı avanelerin Tutuştu kanadı pervanelerin Onca çilelerden bıktı yârenler!... Gözümden bir nehir aktı da gitti Hicranın ateşi yaktı da gitti Canlar kafesinden çıktı da gitti Bu göç canımızı sıktı yârenler!... Kahpeler mazlumun kıydı canına Kimsenin ettiği kalmaz yanına Ömer can verirken Yaradan’ına... Gözünü bayrağa dikti yârenler!... Canlar gül’e döndü, yandı pervane Toprak çamurlaştı, çürüdü tane Yürek yangın yeri, öksüz her hane Bizi hâlden hâle soktu yârenler!... Çakal dadanınca kurdun yurduna Bir dağ yüklenmişti dağın sırtına Vatanını seven bakmaz ardına Yay’la vedalaşan oktu yârenler!... Kabuğun aşkını özlerde gördüm Hakikat nurunu gizlerde gördüm Vatan sevgisini sizlerde gördüm Dünyanın malına toktu yârenler!... Sonsuzluğa yollar açtı yiğitler! Ezelden ebede göçtü yiğitler! Ölüm badesini içti yiğitler! Dönüp baktığımda yoktu yârenler!... Kan bulaştırdılar çağlarımıza Ayılar dadandı bağlarımıza Kurtların meskeni dağlarımıza Kara bulut gibi çöktü yârenler!... Hayat ağacının dalı kırıldı Sitem etti bayrak, al’ı kırıldı Orman yandı, sanma çalı kırıldı Çınar ağacında köktü yârenler!... Ruh tenden sıyrılıp uçtu semaya Arza veda edip göçtü semaya Ay yıldızı öptü, açtı semaya Ten kurşundan ağır yüktü yârenler!... Eğilmedi canlar, diri durdular Heybetli dağ gibi iri durdular Kinden ve nefretten geri durdular Kim demiş ki boyun büktü yârenler? M. NİHAT MALKOÇ |
Güne düşen güzel bir Şiir varolunuz.
İlhamın bol Kalemin Kavi olsun.İnşallah.
Canı gönülden kutlar tebrik ederim.
.......................... Selam ve Duâ ile.