SORGUSUZ - SUALSIZ
Ay karanlık, Hüsranda şafkı
yakamoz yas tutmuş düşlerimde , deniz durgun ,ürpertir ruhumu, gömdüm tüm geçmişimi kum tanelerine, derinliğinde saklı istavrit incisi, şaşkın... midye kabuklarına sakladım özlemleri, kum taneleri, kestane iğnelerinden battıkça ,yüreğim , inci tanesinde ürperir, acır... kaç vurguna mahkum dalgıç, göçlerde isyan, yalnızlığım ahtapot kollarında... bir ben varım artık dünyamda, ne sen ne de bir başkası, gözlerimden yüreğime tuz, kanatır SEFALETİMDE yarayı, bakmadan ardıma gidiyorum, SORGUSUZ - SUALSIZ cevabını bulmadan, aramadan ... sevdadan öte... sır saklıydı, gecenin bir usulünde ... bitmişti oysa sakladığın son dalışında sevda, kendini sorgulamadan... vurgun yedi aşk,gözlerinin derinliğinde, anlamsız ve şaşkın , üşüyor yalnızlık, biliyorum, karanlıktır gülüşler gecenin, kahpe ve sinsi.. gündüzü hapseder ihanetinde, ÇTLAMIŞ ar damarı hâyâ’nın VARLIĞIN ; bir cennet ise de hayat, sen hep cehemmen kaldın yüreğimde, vurgun yürek, hüsran zaman, mor gözlerde , isyan bakış ve kahpeliğinde boğulan , yaralı ve ASİ yüreğime kader addeilen zaman, alır canımı nefesimden... bir umarsız sevda ya bedel .... SORGUSUZ - SUALSIZ ..... KOÇAK 18.06.2008 |