GÖÇ ZAMANIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Gören duyan yalnız ruhtur, geri kalan sessiz ve sağırdır.
Tam da Üveyiklerin gelmişti göç zamanı Sen gönül kafesime ansızın girdiğinde Yolun nasıl düşmüştü bu viran bağa böyle Saçlarında eylülün solgun güneşi vardı. Gözlerin dolu dolu yanakların ıslaktı Mavi nurdan bir hale yayılmıştı çehrene Güvercin gibi ürkek kumru gibi munistin Sol yanının üstünde sanki bir yaran vardı. İpek fular boynuna dolanmıştı sımsıkı Biriken acıları boğuyormuş gibiydi Alnındaki hatlarda yaşına sitem değil Belli ki kaderine yoğun bir isyan vardı. Göç mevsimi mi desem ya da bir kaçışmıydı Yaralı kuş misali konuverdin gönlüme Şarap rengi akşamlar sinmişti ellerine Acep göçtüğün yerde bağ bozumu mu vardı. Tutmak isterdim inan bu gönül kafesimde Seni bir ömür boyu kapatmadan kapını Kalırmıydın benimle severmiydin bilmem ki Yoksa bu göçe sebep bir vefasız mı vardı. Derdini derdim bilir beslerdim kuş sütüyle Ben bir ömrü harcardım senin bir gülüşüne Kaf Dağına ulaşır haykırırdım aşkımı Ruhumda sana doğru bambaşka bir göç vardı. |