BAĞDAT’TA ÇOCUK OLMAK…
(Bağdatlı çocuklara özür niyetine!...)
Bağdat’ta çocuklar kelebekler gibi kanatlıdır, Coni cehenneminden cennete uçmak için… Orda takvimlerinde bahar yoktur çocukların Simsiyah bir örtü serilir bembeyaz yüzlerine Kapkara sular iner bükülen dizlerine… Bağdat’ta çocukların başını okşayan eller, Çoktan toprak olmuştur bombaların gölgesinde Hepsi de bir gülistanda gül niyetine büyür Her akşamüstü varoşlarda ölüm kol gezer Yürüyen tanklar çocukların hayallerini ezer. Bağdat’ta çocukların yüzüne sürmelenir kapılar Albümlerde soluverir çocukça tebessümler Rüzgâr tarar yavruların dağınık, kirli saçlarını Güneş batar batmaz hanelere karanlık iner Öksüzlerin gözyaşları ancak uykuda diner. Bağdat’ta yürek dağlar bebelerin serencamı Petrol kuyularında kaybolur çocukların düşleri Postalların altında insanlık kıyama durur Hoyratça çiğnenir bahçelerde açan gonca güller Hakikati inkâr eder ateşte yanası diller. Bağdat’ta barut ve kan kokusu dağlara siner Savaş korkusuyla uykular bölünür orta yerinden Korku yatak, nefret yorgan, ölüm yastığı olur Bağdat’ta sevgisiz, aşsız ve başsız büyür çocuklar ‘Anne’ diye kaldırım taşlarına sarılır da uyur çocuklar!... M.NİHAT MALKOÇ (13 Temmuz 2007/Trabzon) |
Petrol kuyularında kaybolur çocukların düşleri
Postalların altında insanlık kıyama durur
Hoyratça çiğnenir bahçelerde açan gonca güller
Hakikati inkâr eder ateşte yanası diller.
Bağdat’ta barut ve kan kokusu dağlara siner
Savaş korkusuyla uykular bölünür orta yerinden
Korku yatak, nefret yorgan, ölüm yastığı olur
Bağdat’ta sevgisiz, aşsız ve başsız büyür çocuklar
‘Anne’ diye kaldırım taşlarına sarılır da uyur çocuklar!...
duyarlı yürekten yazılmış harika bir şiir kutlarım .umarım dökülen kanların hesabı bir gün sorulur