DOSTLUĞUN MEŞ'ALESİ...Mutlak bir yenilginin yıl dönümü Sair aldatılmışlığın da hengamesi. Basireti bağlanmış bir günün meali mi de Sözcükler merdiven altı? Öğelerini ayırırken günü ve ömrü Saklı bir özneyi de göz ardı ediyoruz: İmlerin tasarrufunda Sözcük balyalarına ihanet eden şair misali… Bir yüksündüğümüz bir de yüz çevirdiğimiz. Göreceli tüm yenilgiler Sancılı ömrün de teyakkuzunda saklı zincirler: Bir bağlanıp bir çözülmediğimiz Bir sevip sonucunu görmezden gelen bir kâhin gibi Sezilerin ihanetine mazhar görüp göreceğimiz düşler. Geceyi de yorduk, mirim: Bir gölgemizi savurduk bir de somurtuk Bir edimde hâkim kılınan hüznü Yerleştirdik evrenin merkezine. Sevip sevdiğimiz kadarı mıydı da Sevindik yeniden mağlup bir düş’te… Kolaysa düşsün yakamızdan Kıyamete değin içimizi basan hasret Örüp de günleri saç misali Saç saça baş başa öykündüğümüz arkadaşlıklar Geride kalmış bir seher yeli. Zamanı unutup Kendimizi avutup Bir gölgeyi dahi yetim bırakmak nedir bilir misiniz? Hele ki ölümlü bir mizaçta Serildiğimiz günü ellerimizle öldürüp Geceye binaen yanıp sönen Bir ışıkta pervane olmuşluğumuz Doğanın karanlığına… Sevi dilinde en muteber hüznü kanıksamadan Elbette geçmez zaman Hele ki insanlığın yüz akıysa İçinde tuttuğun vicdan. Şimdi gitme vaktidir, azizim Gelmelerin hoş görüldüğü Vedalarınsa hazin yaprak dökümü… Ölümüne sevmek var ya: Hele ki dostluğun meşalesi En haşmetli masalda Gökten düşen üç elma misali Gözyaşlarımı armağan ettim ben dostlarıma. |
Kelebek gibi güzel, naif ve anlamlı...
Sonsuz sevgimle...