Hiçlik Senfonisi
Takvim yapraklarına sinmez zamanın isi
Geçen gün ömürdendir telafisi imkansız Leyla’yı küstürdüm de boş atımın terkisi Yunup arınmak için hamam dünya külhansız Cenabetin elinde bir tas mıdır bu dünya İncinen yanlarını kim görür fakir kulun Dünya ki musallada uyanılan bir rüya Müdavimi ben miyim hüzün renkli okulun İlk ezanla başlayan öykümüz sürer nice Azrail’in busesi alnımıza konan sır Unutup sızımızı toparlandık yenice Ölüm değişmez kader ilk insanla muasır Tellenir sigaramız çayımız demli tılsım Tuttuğumuz orucu en iyi Allah bilir Koca Veysel der hani insanlar kısım kısım Suyu görünce ateş istisnasız irkilir Vefa hangi kitabın ilk sayfasında mukim Okumayı emreden harfleri mi kast etmiş Bizi bizden de iyi tanıyan ve bilen kim İmanı zedeleyen çirkin duygu hasetmiş Billurdan bir mevsimi özleyip dururuz biz Dünya bir harman yeri biz savrulan taneyiz Şehadet dudaklarda izi kalan soylu iz Avutamaz bu dünya bendeniz divaneyi Dört kitapta dört mana dördü de aynı minval Bu cihanı gölgelik biliriz ki kaçımız Doğup yaşayıp göçmek biz de değişmeyen hal Toprakla kucaklaşır tokumuz ve açımız Bir hiçlik senfonisi Hakkın dışında kalan Ne kaşane bakidir ne yazlık kışlık saray Dünyaya tapıyoruz desek de dünya yalan Kula yakışan ahval demek ölüme hay hay Ankara, 3Haziran 2019 İbrahim Kilik |