KÜÇÜĞÜM
Ne diyeyim ben sana,
Keşke çok daha önce... Elime el değmeden tanısaydım seni. Çok daha fazla güvenirdim kendime. Korkmazdım hiç bir şeylerden. Seni kırma, geçmişimle üzme gibi bir derdim de olmazdı. Çok severdim seni, toz bile kondurmazdım. Sırıl sıklam aşık olurdum sana... Ve asla, kimseyle paylaşmadıklarımı paylaşırdım seninle. Aşkı paylaşırdım... Sevmenin en uç noktalarını paylaşırdım. Gökyüzünü, yıldızları paylaşırdım mesela! O narın ses tonun ile diyorsun ya hani... İlham geldi! Bunları bana değil şiire yaz... diye. Bunları sana yazıyorum işte. Bulutları paylaşırdım, yağmurlarda ıslanmaları. Çılgın rüzgarlarda savrulmayı paylaşırdım. KÜÇÜĞÜM! Titreyerek dokunmazdım mesela kalbine. Büyük bir güvenle yaklaşırdım sana. İlk olacağın için... Gözlerinde dolaşırdım saatlerce . Günlerce, haftalarca hatta aylarca. Yıllar boyu zamanı kovalardık mutlu, mesut. Belki kızımız da olurdu sana benzeyen. Esmer güzeli kıvırcık saçlı. Kulaklarımda yine o narın sesin... La dur bi sakin diyor ya yine. Korktuğum da bu zaten. Bana dur demen. Ben sevdim mi? Aşık oldum mu? Durdan susdan, pusdan anlamam. En zirvesine dokunmalıyım Aşkın. Aşık olman için aradığın ben değilim deme bana. Gözlerinde, ellerinde kaybolmalıyım Aşkın. |