Ah İstanbulAh İstanbul ah Dik aşağı sokaklarından Kaldırım taşlarında ayak izlerim Parkelerini oynatırken adımlarım Denizinde minik dalgalar vururdu Sahil sahibi duruşlarımda Hep bir sonra ki sefere ertelediğim aşklar Sokak lambalarının karanlık eksenlerinde kaybolurken Naraların feryadında korkup ürken Sevda denilen duygularım fırçasını Tuvalime hep siyah düşürdü Ve aşk bana küstü -/- Bizim sokağın başında da ben vardım sonunda da Alkış tutardı güneşle barışık gölgeme Mahallemin çocukları Onları aydınlığa kavuşturan omuzlarımda Yakasında gül rengi mendili çakılı ceketim Hayatın kötü yanlarına set çekerken Kolların da kollarım olmasa da güçlüydü Sora bir den ah İstanbul dediğim İstanbul Karşısında poyrazları esir eden delikanlı yanıma Bir kara gözlü dilberi çıkardı Ve ceketimle arama girdi Araya aşk ilişti Başımda aşklar üşüştü Ceket omuzdan düştü Düşün şimdi ey omuzlarımın delikanlı ceketi İstanbul da başka bir sahibin var mı Sen bana dedemden yadigardın Dedem toprak oldu Bilmem senin yerin neresi Uçuk |
UMUT ve DOSTCA