Ruhun Askısı
Öyle ya,
insan hep aynı kalmaz. Geçmişini, geleceğine Tevafuk saymaz bazen Gece ve gündüzün sürekli yer değiştirdiği bu dünyada Nergislerin kokusu, Papatyalara denk düşmez. Düşmediği gibi, İnsan da ayakları takılmadan yere düşmez; bazen gönülden düşenler, bir muz kabuğuna basıp düşmekten daha kötü oluyor. Değişkenlik bu kadar çoklu bir program iken hangisine ait olacağımız ayıkladığımız son pirinç taşında gizlidir. Öyle ya; hep aynı kalmaz insan! toprağın,toprak anaya evlat olarak gittiğinde İnsan, yapayalnız bir ruhun askısında hisseder kendini. Suyun suyu yıkayamadığı gerçeği ile aynıdır, çoğu kez. Göğün haberi olmasa gerek, yağmurlar altıncı kattan intihar ediyor. Gönlümüze gönlümüze düşüyor, kararan bulutlar Kuşların kanatları yağıyor siyah, kahve, beyaz... Ruhumuzun askısı yükseliyor altıncı kata Bir semaver su,eskimiş bakır tas yıkanmaya hazırlanan; geçmişin tozlu raflarından toplanan saf kalbimiz. Yıkanınca uyanacak kalbimiz, o saf dünyadan... Büşra Karacannn |