SÜKûT-I HAYÂL
Bu köhne bağ-ı emelde ne yeşil ne de al kaldı.
Fidanlar koptu yerinden ne sağlam kök ne dal kaldı. Beklerken fasl-ı baharın ol aşk gibi gelişini Ne pembe düşlerden eser ne de fikr-i visal kaldı. Bana düşman olan bir ben sinemi hep kan eyledi Ne onda merhamet hissi ne bende bir mecâl kaldı. Ne tedbir ne ceng-ü cidal derd-ü gâma kâr etmedi Dilimde sükût-ı hayâl elimde arz-ı hâl kaldı. Hâl-i müşkili kime arz eder bir çare istersin Semt-i vefada ne bir dost ne de ehl-ü iyâl kaldı. Hesap içre hesap yaptım nakd-i ömrün defterinde Emanet bir Candan gayri ne makam ne de mal kaldı. Yol dikenli pâyim harap,her teneffüs bir ıstırap Kader göçünün yolunda yürüyecek ne hâl kaldı. Bir yaralı kuş misali düştüğüm bu gurbet elde Gözümde bitmez özleyiş,gönlümde zül celâl kaldı. Ahmet BOZ 05.05.2019 |