Ölüm gelir ölüm öyle aniden Alır canı insan denen faniden Takdir Haktan Kaderi ilahiden Gelen gider ahiret makamına ----------------------------------------------- Ölüm haktır hayat kısa bir rüya Kula baki değil şu yalandünya Bir avuç toprağa bir damla suya Düşen gider Ahiret makamına -------------------------------------------------- Ölüm gelir bu dünyaya bağlanma Nefsin ateşinde yanıp dağlanma Dünya malı geçicidir aldanma Gelen gider Ahiret makamına --------------------------------------------------
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sana borçlumuydu, bir bil kainat Kendin koru yapma, haksızca inat Karşına konulur o ince sırat Gelen gider ahiret makamına ------------------------ Allah sonumuzu hayretsin güzel dizeleriniz için teşekkür ederim Selam ve Dua hepmize olsun
Anlamak ve anlamamak arasinda bir garip ben dedigimiz bir var oluş içinde güya varız..Anlamak ve anlaşılmak olmak imkansız.... Bir rüya kadar variz bir rüya kadar yokuz.Bazen uyaninca rüya gördüm der snlatiriz,bazende güzel bir rüya gördüm ama unuttum deyip hatırlayamadım deriz,işte sureta bir an var bir anda yokuz...İnsan sıfatı verilen bir imtihan zedeyiz..Iman ediyor ve Özür dileyerek Rabbimize sığınıyoruz,,,ondan ona sığınıyoruz ... ilim ve bilim dahi sınırlı,.....Diyor Mevlamiz bizim izin verdigimiz yere kadar ilim tahsil ediniz. ....vesselam... Tevfik hocam gönlünüze sağlık ,bizleri düşündürdünüz,Allâh razı olsun.
Tevfik Dölek Usta kaleminden üç kelâmla ağır sevdanın hayatî özetini çıkarmış..insan mı dünya mı sualinin belliydi diyor yanıtı biri nef's diğeri sonsuzluk hangisini seçersen demiyor biri diğerinin bileşeni ki irade senin-sende herşeyi ile..kutlarım Üstadım tebriklerimle...
Ölüm gelir ölüm öyle aniden Alır canı insan denen faniden Takdir Haktan Kaderi ilahiden Gelen gider ahiret makamına Doğru söze ne denir kalemin daim olsun kal sağlıcakla
Inna ilahi ve inna ileyhi raciun her sey aslina rucu edecektir takdiri ilahi rabbimiz ne dilemisse o olacakrir boyunumuz kildan ince rabbim imandan kurandan ayirmasin gardasim harika bir eser var ol nur ol allah cc emanet ol NIHAT YURT Kanada selam olsun sanada
Aynen öyle. Aslında doğrudan şaşmamak için en çok acı gerçekleri düşünmemiz gerekiyor da, özellikle dünyamızı kaplayan haksızlıkları unutmak için daha çok aklımızı dağıtmaya çalışıyoruz. Çok güzel bir yorumdu. Tebrikler, selamlar.
Ölüm gelir ölüm öyle aniden Alır canı insan denen faniden Takdir Haktan Kaderi ilahiden Gelen gider ahiret makamına -----------------------------------------
Eline diline sağlık güzel şiirdi .Nice güzel şiirlere...
Değerli Şair Dölek! Ben Bu Güzel ve de Anlamlı Şiir'i Ahmet Hulusi'ye yorumlatmak isterim. Hem Bilimsel hem de Kur'an ayetleriyle örtüşen uzun bir yorum olacak. Umarım yanlış anlaşılmam. Saygılarımla. Yaşamın Gerçeği “Biz sâbit bir Dünya’da yaşıyoruz; Güneş ve hatta bütün Kâinat bizim sâbit Dünya’mızın çevresinde dönüyor!” düşüncesine, fikriyatına dayalı olarak, kendimizi Dünyalı kabul ederiz de uzaylı olma fikrini reddederiz; Dünya’yı da Kâinat’ın merkezi sanarak!!! Son asrın, son yılların getirdiği bilgiler, bilim, hâlâ pek çoğumuza bazı gerçekleri fark ettirmemiş! Diyoruz ki: “Biz Dünyalıyız!” Evet... Her ne kadar Dünyalı isek, Dünya üzerinde var olmuşsak da, acaba bu Dünya, neye göre Dünya?.. Nasıl ve nerede bir Dünya?.. Yine sorsam size ki “Kaç yaşındasınız?”; kiminiz “30”, kiminiz “50 yaşındayım” diyeceksiniz... Acaba gerçekten 30 ya da gerçekten 50 yaşında mısınız?.. Yani, neye göre 30 veya 50 yaşındasınız? Biliyoruz ki; üzerinde yaşadığımız Dünya, Güneş’in çevresinde dönen uydulardan bir tanesi. Güneş’ten yaklaşık yüz elli milyon kilometre ötede, Güneş’in çevresinde dönüp duruyoruz. Âdeta bir bakır tepsi, bir bakır tas, bakır sahan gibi gördüğümüz Güneş, gerçekte ise, bizim üzerinde yaşadığımız Dünya’dan 1.333.000 defa daha büyük bir hacme sahip. Biz, “Dünya üzerinde yaşadık, yaşıyoruz” diyoruz ve Dünya’nın Güneş çevresindeki bir turunu tamamladığı sürece de “Güneş yılı” diyoruz. Bir de “Ay yılı” var, daha kısa... Dünya’nın Güneş çevresinde 30 defa tur atması anlamında da “30 yaşındayım” diyoruz. Yani “Ben Dünya’ya geldiğimden beri Dünya Güneş’in çevresinde tam 30 tur attı” demek istiyoruz. Ve buna göre zaman biçiyoruz kendimize. İnsan, Dünya, Evren, İslâm 3
Yalnız bu arada çok önemli bir gerçeği görmezlikten veya bilmezlikten geliyoruz; veya gerçekten bilmiyoruz, farkında değiliz bu gerçeğin... Zira belki de “kozamız”ın içinde böyle bir değer, böyle bir bakış açısı yok! Evet... Gerçekten biz, her birimiz, kim olursak olalım kendi “kozamız”da yaşıyoruz ve “kozalar arası” iletişimde bulunuyoruz; ama her birimiz bir diğerimizle ya kendi kozamızdan ya da onun kozasının içindeki değerlerden söz ederek iletişim, dolayısıyla da ilişki kuruyoruz. Kozanın dışındaki, benim veya senin kozanın dışındaki gerçek yaşam boyutlarından, değerlerinden hiç haberdar değiliz! Haberdar olmak da istemiyoruz esasında! Belki de korkuyoruz... Düşünmekten korkuyoruz!.. Kafamızın karışmasından korkuyoruz! Bilinmezden korkuyoruz veya altından kalkamayacağımız, üstesinden gelemeyeceğimiz şeylerden korkuyoruz! Kozamızın dışındaki gerçekler ne? Hiç kimsenin itiraz edemeyeceği bir kesin gerçek içindeyiz şu anda; “Dünya’da varız ve belli bir süre sonra Dünya’da yok olacağız!.. Dünya’da ortalıkta görünmeyeceğiz!” Yani, “ÖLÜM” dediğimiz bir olay yaşayacağız! Şu anda yaşadığımız Dünya’da fark etmemiz gereken bir şey var, o da şu: Dünya nasıl Güneş’in çevresinde bir turunu tamamladığı zaman “1 yıl geçti” deniyorsa, aynı şekilde Güneş dediğimiz yıldız da içinde Yaşamın Gerçeği 4
bulunduğumuz ve “Samanyolu” adını verdiğimiz Galaksi’nin merkezi etrafında tur atıyor. Bizim Dünya’mız ve biz, Dünya ile birlikte Güneş’e tâbi bir biçimde, Güneş’le beraber Galaksi’nin merkezi etrafında tur atmaktayız. Güneş, “Samanyolu” adını verdiğimiz bu Galaksi’nin merkezinden yaklaşık 32 bin ışık yılı mesafeden, Galaksi’nin merkezi çevresinde tur atıyor ve bir turunu tam 255 milyon yılda tamamlıyor. Yani Güneş’in 1 yılı, tam 255 milyon yıl sürüyor! Biz Dünya’ya nispetle, “1 yıl” dediğimiz zaman 365 günlük süreci anlatmaya çalışıyoruz; ama Güneş’in Galaksi’nin merkezi etrafında atmış olduğu bir tur, yani bizim Dünya’mızın Güneş’e tâbi olarak, Güneş’le beraber Galaksi’nin merkezi etrafında attığı bir tur, 255 milyon yıl sürüyor!!! Gerçek Güneş yılı 255 milyon yıl! Güneş etrafındaki Dünya turuna nispetle değil de, Galaksi merkezi çevresindeki dönüşümüze nispetle “YIL”dan söz edersek, 255 milyon yılda “bir yaş” yaşamış oluyoruz!!! Anlatabiliyor muyum?.. Şimdi iyi düşünmeye başlayalım bu rakamlar üzerinde... Şu anda Dünya üzerinde varız, fakat bir süre sonra “ölüm” dediğimiz olayla birlikte Dünya bizim gözümüzün önünden kaybolacak! Çünkü, biz Dünya’yı 5 duyuyla algılıyoruz. Gözbebeğinin görme sınırlarına göre ve KADARIYLA gördüğümüz bir Dünya’da, dünyamızda yaşıyoruz!!! Dört bin ile yedi bin angström arasındaki dalga boylarını göz bebeğimizin beynimize yollaması; beynimizin bu 4.000-7.000 arasındaki dalga boylarını değerlendirmesiyle, “görüyorum” dediğimiz her şeyi algılıyor ve onları “var kabul ediyoruz!” 5
Yine kulağımızın 16-16.000 hertz arasındaki dalgaları beynimize iletmesiyle birlikte “duyuyoruz” dediğimiz şeyleri algılıyoruz ve Dünya’nın varlığına da bu beş duyuyla kanaat getiriyoruz ve “Dünya işte var!” diyoruz veya “yok” dediğimiz şeyler için de bu beş duyuya bağlı olarak algılayamadığımız için “yok” diyoruz! Oysa bu duyu sınırlamasına dayalı olarak “YOK” dediğimiz gerçekte “var” olan şeylerin ne haddi var ne de hesabı!!! Cahillikten dolayı “YOK” sandıklarımızın, gerçekte “VAR” olanların hesabını kimse bilemez! Şu anda var saydığımız, var kabul ettiğimiz, üzerinde yaşamakta olduğumuz Dünya, “ÖLÜM” dediğimiz olayla birlikte beş duyu (kesitsel algılama) alanımızdan dışarı çıkacak, kaybolacak! Ancak, biz, gene Dünya’nın manyetik çekim alanı içinde, beyin ürettiği için, RUH denilen veya “astral beden” veya “ışınsal-holografik beden” denilen bir yapıyla yaşamımıza devam edeceğiz; yine Güneş’e tâbi bu manyetik alan içinde!..1 1 Şu anda nasıl ki Dünya üzerinde yaşarken, Güneş’in çekim alanına tâbi olarak Güneş’in çevresinde yaşamımıza devam ediyorsak; Güneş’in ışınsal platformu üzerinde bu yaşamımız devam ediyorsa; “ÖLÜM” dediğimiz olayla birlikte madde bedenden kopmamıza, madde Dünya artık bizim için “Yok” hükmüne girmesine rağmen, aynı şekilde RUH boyutunda RUH bedenle, Dünya’nın manyetik çekim alanına tâbi olarak, Von Allen kuşağı içinde kalan manyetik çekim alanında ve Güneş’in ışınsal platformu üzerinde, yani şu an mevcut olduğumuz alanda yaşamımıza yine devam edeceğiz. Ancak bu yeni geçtiğimiz RUH boyutunda ruh bedenin algılama özelliği dolayısıyla Dünya’nın nazarımızdan kaybolmasıyla birlikte, Güneş’in ışınsal platformu üzerinde gene yaşamımıza devam edeceğiz. 6
Peki... Bu aşamada, hangi yaşam boyutuna tâbiyiz; Dünya gözümüzden kaybolduğuna göre?.. Dünya’nın, gündüz ve gece ve de zaman ölçüleri ortadan kaybolduğuna göre; Güneş’in çevresinde biz turumuzu atmaya devam ettiğimize göre; “Güneş’in zaman boyutu”na tâbi olacağız! Yani Güneş’in 1 yılı olan 255 milyon yıllık süreç, 1 yıl hükmüne gelecek bizim için! 255 milyon yıllık süreç yeni “1 yıl”ımız olacak bizim, bu yeni yaşantı boyutumuzda, Güneş yılı itibarıyla! Biz, Dünya’da 70 yıllık bir ömür sürsek, 70 yıl yaşadığımızı kabul etsek; 70 yıl sonra Dünya’dan ayrıldığımız zaman, 255 milyon yıllık sürece göre, bir Dünya ömrü nedir? Güneş’in, bizim şu anki algılamamıza göre 255 milyon yıl süren, 1 yıllık zaman ölçüsü içinde, bizim 70 yıllık hayatımızın değeri nedir? 255 milyon yılda, 70 yılın ne olduğunu anlamak için bir hesap yaparsak, görürüz ki 70 yıl dediğimiz süreç, Güneş’in kendi yılı içinde, sadece 8,6 saniyedir. Yani, 70 yıl yaşadıktan sonra bu Dünya’dan ayrılmış kişi, bu Dünya’dan ayrıldıktan sonra, Dünya onun gözünün önünden kalktıktan sonra, Güneş zaman boyutunu algılamaya başladığı zaman, diyecektir ki: “Ben Dünya’da ne kadar kaldım acaba?.. Bir rüya süresi mi?” Kurân’da, Nâzi’at Sûresi’nin son âyetinde; “O’nu gördükleri süreçte, sanki onlar (dünyada) hiç kalmamışlardır! Ancak bir Aşiyye (Güneş’in ufukta batma süresi) yahut onun battıktan sonraki kalan aydınlık süresi kadar dünyada yaşamış olduklarını sanırlar.” (79.Nâzi’at: 46) İnsan, Dünya, Evren, İslâm 7
İnaanlar için anlatılanları anlamak kolay "Künfeya kün" demek bir anlam taşır inanmayan önce teoriden sonra maddeden yola çıkarak açıkladıkları evrimin. ilahi boyutun görmezden gelerek kendi boyutunda korbon altı vs ile açıklamaya çalışır. Oysa Kurandaki ayetlerin sırrını anlama idrakine sahip değil. 1960 lı yıllarda müftüler diyanet gibi kurumlar insan oğlunun aya idemeyeceğini Al-i imran suresinde bir ayette en yakın yıldıza git gidebilirsen" ayetiyle insanın aya gidemeyeceğini açıklamaya çalışırlardı oysa bizim bulunduğumuz samanyolu galaksisinin komşusu nova galaksisinin en yakın yıldızına roketle ulaşmak için yola çıkılmış olsa 740 yıl gidrerek ulaşılabileceği bu gün hesaplandığına göre Kurandaki anlatımı anlamayanlar yine de anlamayacaktır Bir DNA şifresinin taşıdığı bilginin kilometrelerce kütüphane rafı dolu kitapların sağladığı bilgi taşıdığını bu gün bile akıl almamaktadır. İnsan beyninin yapısı %10 gibi cözülsede halen çözülmeyen yanlarının düşünülmesi gereken konular içinde yer almaktadır. Kısacası Kuaranda geçen bir çık konu zamanı gelince yerine oturuyor İLİM,İÇMA,Ebet EZEL Allah'ın sıfatlarıdır keşke herkes bunu bilse
Çok kıymetli Üstadım Değerli yorumunuz ve değerlendirmeniz Ve dahi engin bilgilere şamil analiziniz için çok teşekkür ediyorum
Dünyada ve dahi uzayda yaratılmış olan cümle Alem İnsanlığın imtihanı için yaratılmıştır. Bu güzel yaradılış bizim Alem içinde ne kadar önemli ve Yüce Allahın yaratma gücü karşısında ne kadar hiç olduğumuzu gösterir.
Hakikatin hak nuruna erenler Ebedi Alemde hakikatleri daha büyük bir açıdan görecektir BİİZNİLLAH
İnaanlar için anlatılanları anlamak kolay "Künfeya kün" demek bir anlam taşır inanmayan önce teoriden sonra maddeden yola çıkarak açıkladıkları evrimin. ilahi boyutun görmezden gelerek kendi boyutunda korbon altı vs ile açıklamaya çalışır. Oysa Kurandaki ayetlerin sırrını anlama idrakine sahip değil. 1960 lı yıllarda müftüler diyanet gibi kurumlar insan oğlunun aya idemeyeceğini Al-i imran suresinde bir ayette en yakın yıldıza git gidebilirsen" ayetiyle insanın aya gidemeyeceğini açıklamaya çalışırlardı oysa bizim bulunduğumuz samanyolu galaksisinin komşusu nova galaksisinin en yakın yıldızına roketle ulaşmak için yola çıkılmış olsa 740 yıl gidrerek ulaşılabileceği bu gün hesaplandığına göre Kurandaki anlatımı anlamayanlar yine de anlamayacaktır Bir DNA şifresinin taşıdığı bilginin kilometrelerce kütüphane rafı dolu kitapların sağladığı bilgi taşıdığını bu gün bile akıl almamaktadır. İnsan beyninin yapısı %10 gibi cözülsede halen çözülmeyen yanlarının düşünülmesi gereken konular içinde yer almaktadır. Kısacası Kuaranda geçen bir çık konu zamanı gelince yerine oturuyor İLİM,İÇMA,Ebet EZEL Allah'ın sıfatlarıdır keşke herkes bunu bilse
Çok kıymetli Üstadım Değerli yorumunuz ve değerlendirmeniz Ve dahi engin bilgilere şamil analiziniz için çok teşekkür ediyorum
Dünyada ve dahi uzayda yaratılmış olan cümle Alem İnsanlığın imtihanı için yaratılmıştır. Bu güzel yaradılış bizim Alem içinde ne kadar önemli ve Yüce Allahın yaratma gücü karşısında ne kadar hiç olduğumuzu gösterir.
Hakikatin hak nuruna erenler Ebedi Alemde hakikatleri daha büyük bir açıdan görecektir BİİZNİLLAH
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.