ÖLÜMÜ ISLIĞINDAN ÖPMÜŞÜM
ÖLÜMÜ ISLIĞINDAN ÖPMÜŞÜM
Akşam olur, yağmur yağar kente Islanır sokaklar, taş kaldırımlar Ve dağ kokusu, toprak kokusu dolar içime Yanar içimde özlem ateşi Şehrin uzak ışıklarına bakarım Gözbebeğimde tutuşur maviler Bu kaçıncı yağmur saymadım Baharsız geçen kaçıncı mevsim Kaçıncı can çekişim, kaçıncı ölmeyişim Ki ben ölümü, ıslığından öpmüşüm Kaç ölüm gördüm, baş ucumda çırpınan İniltileri, yeri göğü parçalayan Sahipsiz ve sesi boğulmuş kaç feryat Bir yanda acılar denizinde, mavi çocuklar Bir yanda tanrısını cebinde gezdiren puştlar Ve yüreğimde kıvırcık saçlı bir eşkiya büyür An olur başkaldırırım hayasız devrana Vurulur bakışlarım bir türküsünün mısralarında Yaralanırım ölmem, ölüm yok bana Ki ben ölümü ıslığından öpmüşüm Yırtılır gökyüzü birden bire Bulut parçaları düşer avuçlarıma Ve kahır yağar şehre boynu bükülür caddelerin Tutsam gecenin saçından, aydınlığa çeksem Bitse, bitirsem bu sağır karanlığı Yiğitlerin ardına düşsem, el ele kol kola Deniz olsam, Yılmaz olsam, Ahmet olsam Devrim devrim yükselse sesim meydanlarda Ögürlük, barış kardeşlik diye diye ölsem Ki ben ölümü ıslığından öpmüşüm BEŞİR ÇİTAK |
İçten duyarlı yüreğinizi ve güzel kaleminizde bitmez kef aldım…
Kutlarım…
...................................... Saygı ve selamla..