ADAM
Bir çınar ağacının
Dev gövdesine Yapışırcasına gizlenmiş, Tutuyordu nefesini. Issız parka İyice çökmüştü, Akşamın karanlığı. Hafiften bir rüzgâr Savuruyordu dalları. Sanki Çınar ağaçları, Uzatıp başlarını Öpecek gibiydiler bulutları. Heybetleri koca parka yayılmış, Tarih kokuyordu. Nice insanlar gelip geçmiş, Kaç insan gölgelenmişti Koca çınar dalları altında. Kim bilir, Asırlar boyu Nelere şahit olup Sükût etmişlerdi, Issiz parkta Dev çınar ağaçları. Adam, Öylece bekledi biraz. Acı hissetti boğazında, Bastırmaktan hıçkırıklarını. Avucunun içinde Sımsıkı tuttuğu mendili kokladı. Sanki Kadınının kokusu Hiç çıkmamıştı mendilden. Ağlıyordu adam. Umutsuz caresizlik icinde Yerdeki kırılmış dallar, Sararmış yapraklar, Biraz daha hüzün kattı yüreğine Bu sonbahar akşamında. Kaç sene geçmişti Sevdiği kadından ayrılalı? Hiç hesap etmemişti… Yaralı yüreğiyle, Her günü Bin yıl gibi yaşamamış mıydı onsuz? Oysa Az ilerisinde, Tek başına Bir bank köşesinde, Üzgün, düşünceli Oturuyordu sevdiği kadın. Bir süre daha Gizlice seyretti onu. Adam, “Ahh” dedi “sevdigim ahh! Bir bilsen Ne çok özledim seni. Keşke Söyleyebilsem yine Sana olan sevgimi. Koşup “Buradayım, Halâ seni seviyorum” Dememek için, Zor tutuyordu kendini. Kadın, Her sene aynı saatte Bu parka gelir, Saatlerce oturup giderdi. Adam, Sanki sözleşmiş gibi Aynı saatlerde gelir, Gizlice kadını seyrederdi. Kadın Uzaklaşıp giderken, Adam “Gitme! Gitme!” diye fısıldardı. Kadın duyardı, Görürdü aslında; Dönmezdi, Gururu el vermezdi. Kadın Mırıldanırdı giderken. “Sevdiceğim, Yıllar sonra bile Unutamadığım adam. Onca ilim irfan bildin, Bir benim yüreğimi göremedin. Dönemem asla geri. Sana hatıra bıraktım Üstünde adın yazan mendilimi.” Fatma cicek (4) |
Duygular anlayacak şekilde berrak…
.......................................Selam ve saygılarla.