GÜZ VURGUNU BİR KADINBir mutluluk hasisi ömrün zâlim güz’ünde Kuru yapraklar uçar, o harâbat yüzünde. Islanmış da dibinde, yapraksız ağaçların, Bir hüzün yağmurundan sırılsıklam saçların Yüzünde kızıl renkli bir tül hâlini almış, Ve saçların içinde sapsız bir çiçek kalmış; Bir perişan karanfil, o da bir güz vurgunu, Aynı yağmurdan ıslak, o da sevdâ yorgunu... Şimdi hazan rengidir, kurşûnîdir gök, deniz, Bakır rengi ağaçlar, her renk,hüzünden bir iz. Hercâi menekşeye, solgun güz güllerine Sonbahar hüznü sinmiş çaresiz ellerine, En sevdiğin o eski şarkılar çalınmakta Bozuk, harap ve sesi tükenmiş taş plâkta. Güneşle değil sanki, acılarla kavrulmuş, Sarı, kuru bir yaprak, kopmuş daldan, savrulmuş Serserî bir rüzgârın peşine düşmüş gider Güz vurgunu bir sevdâ, güz vurgunu bir kader... İçli bir şarkı gibi, dilimden düşmez adın Beni de vurdu o güz, ey güz vurgunu kadın! ... Ünal Beşkese |