cry for the moon...ben tanrı değilim her kul gibi kendime kıyametim… ayna olmak kadar gerçek, bakmadan görmek kadar kalp, suda ateş beslemek kadar aşk ve ölmek kadar tortusuz doğmaya inancım önüm, arkam, yerim, göğüm ten ayini sevabım kış sürgünü, kuzgun dili günahım boy veremeyen kefen cebi içimdeki hangi masumiyet, hangi çocuk ağlamak kadar gülsün, gülmek kadar ağlasın, sevilmemek kadar ölsün şimdi söyle ölmeyi değil ölememeyi Azrail belledim gülmeyi değil gülememeyi araf belledim geçmeyi değil geçememeyi sırat belledim ki yaşamak bir düş ise uyanmayı değil de en çok ama en çok uyanamamayı kabus belledim kirimi gece, kibirimi gündüz belledim bulut oldum, yağmur oldum, deniz oldum ıslandım günahıma, dirime dilimi dua, ruhumu, bedenimi toprak belledim hançerledim sürgün veremeyen iklimlerimi hıncıma nefes, rüzgarıma mızrak oldum mızrakladım çiçeklenemeyen tüm renklerimi ateşi suda döven, suyu ekmeğe bölen, susuna çığlık giydirememiş esine, nefesine ertelenmiş bir ironi ve şavkına gölgelenemeyen gözyaşına nemlenemeyen ritüelsiz bir senfoniyim şimdi ben, tanrı değilim her günah gibi kendime kıyametim… ilhanaşıcımartikibinondokuz |