Nerde o eski günler
Uçurtma uçururduk kağıttan yapılma
Kağıttan yapılma ise fakir zannederdik kendimizi Çıta ile yapılan çıtalı varsa zengin Saflığın temizliğin bozulmadığı zamanlar Kimsenin kimseye kuyu kazmadığı günler Güllerin çimenlerin bir başka koktuğu Hormonun ne olduğu bilinmeyen bir ortam Komşu komşunun külüne muhtaç olduğunun bilindiği Kötülüğün düşünülmediği klasiği zamanı Tertemiz pak anadan doğduğu gibi Kalma çabası ve telaşı Kil ile çamaşırın saçın başın yıkandığı Gülenin ağlayanın, içten gülüp içten ağladığı Zengin ve fakirin belli bile olmadığı Çocukluk yıllarım... Yamalı pantolonların Soğuk kuyu ayakkabıların giyildiği yıllar Tek katlı bahçeli evlerimiz Yarı kerpiç yarı birket yarı tuğla Sobaların gürül gürül yandığı Sudan ucuz olan kestanenin patlatıldığı Televizyonun doğru dürüst kimsede olmadığı Radyodan radyo tiyatrosunun dinlendiği zamanlar Gençlerin büyüklerine çok saygı duyduğu Büyüklerin küçükleri koruyup kolladığı Hala, teyze, amca, dayı kızına, oğluna Kuzen denilmediği Cep telefonunun icat edilmediği Denizlerin kirlenmediği Ormanların yakılmadığı Karların diz kapağına kadar yağdığı Yaz sıcağının insanı yaktığı Çocukluk yıllarım... Ne güzellikler saklarmışsın Çember çevirdiğimiz Sopa yediğimiz halde topal ördek oynayışımız Tıp ve saklambaç bilye oynadığımız Şımarıklıktan geri durmadığımız, Ama kimseyi aşırı kızdırmadığımız Bağ bahçe tarla ile uğraşılan Gaz ocakları gaz lambası kullanılan Ananın, babanın kaynana, kayınbabanın Gelinlerin, çocukların değerli olduğu Güzel ve özel yılları Gözler ve ruhlarımız arar Bugünkü elektronik karmaşa İnsan ruhunu yorar Cengiz AKSU |
Yüreğine emeğine sağlık
_____________________________Selamlar