beyaz kağıt
aksine iştigal eder hayat her seferinde
hayallerin kabus olduğunda düşer peşine doğum ve ölüm arasında ki yaşam denen leke gözyaşı olur dökülür şairin gönlüne satırlar tercüme eder dilsizliğini duymayana bir kadın doğar mürekkep ile adı sevda gönle düşen gözyaşı kavuşur kelama zaman şairi silsede dokunamaz kelamına meşki olmayan somutluktan soyutluğa taşınır her an güzelleşmesede yaşanabilir olan hayattan senli yaşarım şu ufacık beyaz kağıttan bilir misin? şiirin öncesi bilinmeyende ki o acı aslında ömrü işgal eden derin bir sancı umudun ebelik ettiği zamanın muamması aslında her gece gönlümün celladı boğaza demirli yan yana geçen gece o geceyi aydınlatan tek hece muammadaki karanlıktı kadere gidişinin aniliği ise eşik oldu deliliğe bilinmez silsilesi vurdu yüreğimi ne meşk yolunun engellerini ne de gidişinin nedenlerini bilmeyişim dilsiz etti benliğimi ölümü beklediğim hayat işte bu ufacık beyaz kağıt bilki seni yaşadığım sensizliğime ağıt ölüm anı olsada ne olur soyutluğumu dağıt |