Neredeler şimdi nerede
Nerededir bu dünyanın ardına açılan kapı
Güneş aşırı ellere giden yelkenliler nerede Her yeri vîrân dünya, çamurdan mamul yapı Hiç ölünmeyen o bâki alem nerede Senmiydin, aynalara cilve yapan o dilber O elmas gözler, o endam, o Zerafet nerede Senmiydin harp meydanında ki şanlı nefer O keskin bakış, demir bilek, yağız yiğit, nerede Solup gitti dediğimiz renk renk Güller nerede Ölüp gitti dediğimiz, o taze ölümsüzler nerede Varmı şimdi yanında ana, baba, kardeş, arkadaş Caka satıp fiyaka gezdiğin hercai günler nerede Senmisin şimdi beli bükük iki büklüm duran Kapında el pençe hürmet sunan diller nerede Eyy zavallı ihtiyar, varmı kapını çalan halini soran ömür tükettiklerin hani, eşin, dostun, evladın nerede. |