...Sevginin tarifi...
...İsyan kokan topraklarda
Uslu bakışının altında Firari bir bayrak gibi dalgalanmasaydı Siyah saçların Gündüz gibi parlamasaydı Gözlerin Ülkeme dair türküler düşmeseydi dudağından Ürkek bir adım değil de Yere gölgesi düşen adamlardandın Ülküsü peşinde Çuvala sığmayan mızraktın. Yarım bırakılmış umutların Heveslisi olmasaydın Ve düşmeseydin gecenin peşine Gündüzleri takarak. Aydınlansın diye Çocukların yüzü Bir güvercin uçurmasaydın damdan. Mapushanemiz olan vicdanların Demir parmaklarını haykırışınla Kırmaya çalışmasaydın. Öğrendiğimiz doğruların, yanlışların Kapısı olduğunu işaret etmeseydi parmağın Parmağının ucundaki ufku görmeseydi Gözlerim Açılmasaydı mavi geleceğe Bir o kadar da saflığın Asudeliğine. Mülteci kamplarında mülteci diye damgalanmasaydı İrtica sayılmasaydı düşlere sığınışım Hayalle hakikatin ayrıldığı ince çizgide Durmasaydı ayaklarım. Sana söyleyecek çok sözü olan biri olsaydım. Dağ başlarında yuvarlanan bir kaya parçası gibi Kimseler duymadan yıkılsaydım, dünyada Ve gelip Sen beni bulmasaydın Bunca kalabalığın içinde Her günü, limandan yolcusu giden Biri gibi selamlasaydım. Arzuları gerçekleşmemiş gün batımlarında Hayallerimi uğurlasaydım. Uğurlar olsaydı… Kalemime bir infilak düşmezdi bu gece Doğmazdı bu şiir gün yüzüne. Bu kadar dünya telaşının içinde Bir de düşmeseydi aşkın ateşi içime. Ve Ben seni Çiçeğe konan arıda Ağaç dalına yuva yapan Kuşun kanadında Görmeseydim Sevmezdim... |
Dağ başlarında yuvarlanan bir kaya parçası gibi
Kimseler duymadan yıkılsaydım, dünyada
Ve gelip
Sen beni bulmasaydın
Bunca kalabalığın içinde
çok ama çok beğendim.
ustaca yazılmış. eserinizi çokça tebrik ederim.
GÜLLER ŞAİRİ
ERKUT KARAGÜLMEZ