BU SOKAKBen her zaman bu sokağın masumiyetine sevdalanırım Ufacık bahçeli kahvelerinin önünden geçerken,sabahları Sırtının küçük bir kısmını sandalyeye yaslamış, o ihtiyarların Tebessümlerine yakalanırım hep... Gölgelerini kovalayarak, Çığlıklarını titreterek, Nelere bağırmak istediklerini yeni öğrenen çocuklar koşuşur önümden... Biraz ilerde açık kalmış perdenin aralığında camlar da Kundağa sarılmış bebekleri sessizce uyurken Yeni lohusa gencecik pembe yanaklı kadınlar Her gün süt yapmak için sabahtan akşama kadar Anne olurlar... Sonra yolun o köşe başında Zavallı bir kelebek gibi uçma yetisini kaybetmiş Kanadı kırık bir kuşun olanak eksikliği takılır gözlerime Bir şansı olmayana kadar,orada öylece Ahşap bir evin terasında çırpınırken... Hava biraz bulutlu diye burada Hafızaları eskimiş Ellerinde şemsiye ,yağmurluklu ihtiyar adamlar Yollara dualanarak salınırlar sokakta Sanki yağmuru onlar yağdıracaklar... İşte burada her şey hatıra dolu Burada bir göz kırpışına ömrümün kalanı karışırdı Yüzünde toplanmamış çiçeklerin güzelliği vardı Her gülüşümü senin gülüşün için saklardım Bizimkisi sanki yazılmamış bir notanın şarkısı... Bugün böylece bizi özledim bu sokakta Kol kola beraber yürürken öylece Kolumda parmaklarının yanıcı sıcaklığını hissettim Tırnaklarının derime batan okşayışında ki o temasının Mahreminde gizlice boğulan Biriktirdiğimiz sevdamızı özledim... Şimdi yoksun biliyorum Bu sokağın bir anlamı kalmadı Ne çocuklar,ne kuşlar, ne ihtiyarlar Hiçbiri görünmüyorlar Arta kalan ne sensin, ne de ben Beni kıracaksın diye artık üzülme, ben buluttayım Yeniden doğmak için burada,bu sokakta Her doğan yıldız da gözlerin olurum senin... Vedat DÜNDAR |