O'NUN ÖYKÜSÜ
Not: Gerçek hayattan alınmıştır
Bir avuç balçık ve bir damla su Ve sevgi katılmıştı hamuruna Korunsun sevilsin diye özenle yaratıldığı Olmadı hoyratların umuruna. Hatırlamadı çocukluğunu Çocukluğu da O’nu Uçmayı öğrenmeden kırdılar kanadını Daha doldurmadan on üç yaşını Satılmıştı üç inek bir öküze Altmışlık birisine! Cayır cayır yandı yürek tepesi Çaresizlik kar gibi öylesine üşüttü Gözdağı kor gibi düştü sineye Cehalet kurşunuydu O’na biçilen değer Evcilik oynar gibi oynadı düğününde Çilenin başlangıcı, giydirilen gelinlik Kuması komşudayken sürüklendi saçından Hissiz temaslarda kayboldu kadınlığı Ruhunu öldürdü kocayla baba Taşıdığı beden kendinin değil Aldıği her nefes acı yumağı Kayın,koca, kuma, baba dayağı Her hâlinden haberdarken Yaradan Hangi vicdan, hangi yobaz töre diye dayatan? Aldığı her darbe aş oldu O’na Yuva diye sunulansa mezarı Çaresizlik tacını geçirdiler başına Yastığın değişemez,kader kalıcı dendi. O sabretti,berdeli inatlaştı İçinde büyüyen cenini değil Acıları oldu gürbüz gelişen Çocukları büyüttü O’nu Anneleri dövülürken bir köşede titreyen Mutluluk uzaktı çoķ, olmadı ki dinleyen İçi alev alev,dışı buz gibi Susadı insanlığa En sert kayaları deldi sessizliği En kalın duvarlar eridi utancından Kurtuluşun meltemi esti bir gün odada O küçücük başını taşımadı bedeni Ne bugünü yaşadı ne hatırladı dünü Kendine geldiğinde öğrenmişti hayırı Teslimiyet zinciri çözülürken şifresiz Doğruldu küllerinden göze aldı bayırı O ruhsuz hoyratların tükürürken yüzüne Törenin ayıbını haykırdı gökyüzüne DÖNDÜ DEMİR ŞİNEL ŞİİRLERİ ÝÜREĞİN SESİ’NDEN |
Kalemin susmasın usta
___________________________________Selamlar