Olsun...
bir deliyi sevemezsin dediler bana
on dokuz sene ağlattılar ya küsmeyi de bilemedim küçükmüşüm aşkı ne bilirmişim ama evlene bilirmişim. yağmurlu bir günde çamurlardan sekerek girdim dünya evine kasım dı ..bir 6’sı . Birisinden bulunmuş eski bir damatlık derhal firarlı kış uykusuna yatırmalı kargacık burgacık defterlere demelik bir etik. kol budak budanıp bağlanıp tellerle şarap yaptılar bizden bizse bulutları gıdıklayan bir ıhlamur ağacı olmayı isterdik yahut sekoya çok uzaklarda. kendi toprağımızda iğde. baba olduk, olduk da sevdiğimizin kucağına tek çocuk veremedik seni tanıdıkça yün yatak sermek isterim bağrına. başımı orda unutmak yüzümü seyreden iki yıldızın haresi altında süslü sonsuza sızarak... ben bilemedim samanlık nasıl seyran geçirmek kapıdan yari gitme der gibi. dalda unutulan elmalar gibi sonra, düşmek istedim bunları sana anlatamam. rüyalarım hep gitmekti esir alınmış bir gitme fiktiydim. ben iki kez öldüm dirildim ağzımı bıçak açmaz sensizlikte bilsen ben de dağ diliydim ceketinin iç cebinde gezdir beni arada ses veren iki çakıl taşı gibi gömlek yakanda uç uç böceği. ağdalı meram sana bir gamze siparişi veriyor hayat düşünüyorsun ağız dolusu çünkü sevgilim demeyi bilmiyorsun . olsun bir kere de ne var sınıfta kalsam, ah ben kalsam senin elinde yatıya. İste böyle doktorun köpeğini gezdiren kadındı hayat eli entarisi süs köpeğin yanında avam. ve sığıyor iste bak iki satıra. |
Şiir yaz, şairi sev…
.................................................... Saygı ve selamlar..