ŞEHR-İ YÂRNe de güzel kokuyordur şimdi sokakların Denizin döşünde rakseden yağmur nâğmesi Göğün gövdesinde saklambaç oynayan Birkaç bulut gölgesi Kâmerle cilveleşen Şems’in ince peçesi Gül teyzenin penceresinde nazlı nazlı salınan Dâvetkâr sarı Gardenya çiçeği Fırıncı Mustafa Usta’nın mâhir ellerinde şekillenen Ocağında tütsülenen Semsek böreği Mahalle aralarında cıvıldayan Çığıldayan Rengârenk çocuk sesi Ve Sen Ve Sen Hep sen Her şey sen Her yer sen Ki İlle de sen Yine de sen |