SESSİZLİĞİN SESİ
akşamın koyulaşan karanlığında
ay düşerken tutsak gecelere yüreğimin zemheri kışında alır beni lacivert hüznün ayazı ömür takviminden günbegün eksilirken günler nasılda üşütür beni sonbahar rüzgarları bana göz kırparken şehrin sarı ışıkları yokluğunda mateme bürünür siyah geceler hüzün bulutları kuşatırken tüm benliğimi masum yüreğim bir iç çeker derinden hasretin dayanılmaz olur kül rengi göğün içi boşalır birden ürkek gözlerim gezinirken yaralı bir küheylan gibi aklıma beni sana tutsak eden gözlerin gelir aklım başımdan gider sensiz gecelerde deli gönlüm pare pare olur,gecenin sessizliğine gömülür her gece bir yolculuk başlar içimde girift bir yalnızlığın ağırlığı çökünce üzerime usulca sokulurum sessizliğime fersiz gözlerim kapanır,kendimden geçerim düşerim yalnızlığımın gayya çukuruna ıssız kuytularda şafak sökene kadar kımıltısız derin bir tefekküre dalar ben sessizliği dinlerim,sessizlik de beni yalnızlığım karışınca karanlığa müphem bir can sıkıntı peydahlanır bir ukde filizlenir içimde kırılgan bir çocuk gibi yüreğimin patika sokaklarında gecede hüzün kol gezerken dalgaların kucağında boğulur hırçın deniz gecenin en kuytusunda ayrılık yağmurları yağarken zemheri kışında tam ortadan çatlar yorgun yüreğim dilimde dolaşır bir hüzün terennümü ufkumda kızıla boyanır göğün mavisi tükenen umutlarım sürüklerken beni derin kedere yüce bir dağ gizlenir sırtımdaki küfede faili meçhul bir cinayete kurban giderken hayallerim ruhum nasılda ağlar,inleyen bir kemanın eşliğinde AYLA CERMEN TÜFEKÇİ |