Dadaloğlu dan Köroğlu na
Yunustan Mevlana’ya
Pir Sultan dan Nesi miye
Mahsuni Şerif den Neşet Ertaş a
Emrah dan aşık Ömer’e
Mehmet akiften Necip Fazıl Kısakürek e
Karakoctan Muhsin akarsuya
Özay gönlümden aşık Veysel e
Lazın dan çerkeze Urfa’dan Maraşa
Kürdün den gakkoşa Efeden dadaşa
Edirne den Tunaya ezelden Sunaya

Hepsi bizimdir gardaş

Bir yanda Fırat bir yanda Sakarya
Enginlere akan seller bizimdir
Erciyes Toroslar coşan pınarya
Aynı dağda esen yeller bizimdir

Ya Mahsuni Şerif ya Neşet Ertaş
Ya efe ya gakkoş ya laz ya dadaş
Bir tek milletiz biz hepimiz gardaş
Aynı yere giden yollar bizimdir

Öncesi yaşamış körü körüne
Tabduk ocağında dalmış derine
Bakın nasıl yanmış aşkın narına
Yunusun yandığı küller bizimdir

Türküleri dost dost deyip sayınca
Aşık uzun ince bir yol deyince
Dost elleri çalan sazı duyunca
Veysel diye vuran teller bizimdir

Kalmaz kâfirlerde yetimin ahtı
Gün gelir yıkılır baykuşun tahtı
Burdur Erzincan da her seher vakti
Ezanı okuyan diller bizimdir

Yanıktır türküsü sazından belli
Edebi erkanı sözünden belli
Yürüdüğü yollar izinden belli
Emrahın döktüğü ballar bizimdir

Pirimin dergâhı bağlar içinde
Pir Sultan abdalım ipin ucunda
Nesimi yüzüldü kanı saçında
Derisi yüzülen kollar bizimdir

On dörde geldikmi Eren oluruz
Bir dağın başında boran oluruz
El ele tutarız horon oluruz
Aynı dağda esen yeller bizimdir

Kızıl elma ruhu fışkırır kanda
Dogrult şu başını bir bak uyanda
Burdur Denizli Muş Isparta Van da
Al Bayrağı tutan eller bizimdir

HARUN YILDIRIM