O yoksul günlerimizde Yedi çocuk İki de annebaba Sığardık hepimiz birden Huzur içinde, Topu topu iki oda Bir gecekondu eve...
Dokuz kişi yaşadığımız Gecekondunun yerinde şimdi Dokuz katlı bir apartman; Her katta iki oda bir salon Geniş bir hol yanısıra Uzunca bir koridor Mutfak, banyo, tuvalet Üç cephede balkon Yüzkırk metrekarelik daire!
Yükseldikçe konfor Bir hatun bir de ben Topu topu iki kişi Sığamaz olduk Koskoca bir daireye(!)
Az şey mi masalar Halısı, kilimi, yazlık kışlık Koltuk, divan, sandalyeler Yüklük, giysi dolapları Mutfakta raf, kap kacak Model model, çeşit çeşit Çelik teflon tencere tava Bardak catal kaşık bıçak Takım taklavat Yatak odasında, holde Gardrop, vestiyer etajer Tıka basa eşyalar Fırın, ütü, ütü masası, Sofben, ısıtıcılar Çamaşır, bulaşık deterjan, Ağzına kadar dolu İki buzdolabı, üç televizyon Bilgisayarlar, telefonlar Alet edavat, makinalar; Şarj aletleri, kablolar Elektrikli süpürge Hahhh.. bittim, Soluğum tükendi, Daha başka ne var ne yok Benim hatuna sorun, Gel de tükürme İçine böyle konforun?!
Ağlama ağlama Yerini bulamayan Duvardaki bağlama Bir de benim tablolar; Onları da dolapların ardına Sıkıştırdık mı tamam(!)
Bir sorun daha; Çalışma odamda; Bir kitaplık odada Bir kitaplık da Beynimin içinde var; Sorun nasıl kalkmalı, Ya kitaplığı Ya beynimi yakmalı Ya da kafamı kırıp Döküp içini dağıtmalı; Dar geliyor odalar!..
Hey gidi günler hey Taaa... nerelerden nereye, İlkokuldayken ben Döşemealtı Killik Köyü’nde Kar yağınca geceleyin Gaz lâmbasınının Işığına bir güvercin Gelip konmuştu pencereye; Uçacak hali yoktu Donmuştu Çıkıp dışarı hemen Almıştım içeriye...
Şimdi kar yağmasa bile Kutu kutu evler Bir özbe kibrit gibi Dışı yansa, içi üşüyor Kanı donuyor in(s)anın Yaşamak huzur içinde Giderek herkes için Zorlaşıyor bu sah/ilde!.. .. Bir yanda Neanderthal Homosapience Eteğinde dağların Önce Karain Mağarası Sonra Beldibi, Öte yanda çağdaş insan, Boğuşarak para için Turizmin başkenti Antalya gibi bir ilde Süren insanlık macerası; Paleolitik, Mesolitik Neolitik, Kalkolitik derken 21. Yüzyıla geldik Görüldüğü gibi Günümüzün manzarası!
Şaban Aktaş 31.12.2019 - 07.12
Fotoğraf:Şaban AKTAŞ
İNSAN ARTIĞI
Dar ile var Kar ile kâr Artık insan(!) Çok hilekâr!..
Mutlu yıllar Mutlu yıllar Mutlu yıllar Mutlu yıllar...
Şaban AKTAŞ 31.12.2018 - 18.00
ŞİİRYÜREK
Şair öğretmen Mehmet Barış’ a sunu
Şiir dolu yüreğiniz Sanki bir deniz feneri En fırtınalı havada En azgın dalgalara Direnerek, ışığı ile Yol göstermek hüneri Kuytu bir limana Sığınmak isteyen Gemiler ile gemicilere...
Şaban AKTAŞ 31.12.2018
İÇİM GEÇTİ
O zaman sen çok gençtin benim için geçti diyordum iki yıl sonra sen de sana aşık olduğum yaşa geleceksin...
Keşke diyorum senin gözümde durduğun gibi benim için de yerinde dursaydı zaman...
Sen de gitmeseydin yerinde dursaydın, ah ah, ah ki ne ah ne o zamanki zaman şimdiki zaman ne şimdiki zaman o zaman şimdi içim geçti diyorum
İyi mi kötü mü yaptık, bilemiyorum ama biz, bizi bize değil, bizi bize münasip göremeyenlere bıraktık...
’Nasipse gelirmiş Hint’ten Yemen’den nasip değilse ne gelir elden’ en güzel aşkı sonsuz bir inti/zara zâr ile mezara bıraktık
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
GÜNÜMÜZÜN MANZARASI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GÜNÜMÜZÜN MANZARASI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sevimsizdi hovardalığı babamın
Dokuz kardeş sahipsizdik...
İneğimizin sütüyle karnımız doyar,
Gaddar çukurova ağaları
Köle yerine koyar bizi
Çukurova sıcağında derimizi soyardı...
Gariban annem
Bizi gündelikle besler
Mütevaziliğiyle evimizi süslerdi...
Harika şiirinize gelsin,,mutlu yıllar,sağlık dolu yıllar dilerim değerli dost