"Ervâh-ı Ezelden" (Sümmani'ye nazire)"Ervâh-ı Ezelde Levh-i Kalemde" Menzilin sonunu kar’a yazdılar Bir başıma kaldım sanki âlemde Gayrı senin yerin bura yazdılar Kurt kuş inileşir hoyrat yelime Eğilsem yüreğim düşer elime Hasret kuyu kazmış suskun dilime Lebleri mühürlü yara yazdılar Çırptım kanadımı gülzâra düştüm Feleğin tuttuğu hızara düştüm Yâr yaram dedikçe bin zâra düştüm Yorgan döşeğimi yar’a yazdılar Derde bağban diye tuttular beni Dipsiz bir kuyuya atılar beni Cehd edip doğrulsam ittiler beni Sabrın selâmını sırra yazdılar Sevdayı çekenler bilir feryâdı Gâh Mecnun gâh Leyla gâh Elif adı Bu yolda cefânın yeğmiş irşâdı Bâdenin tasını pir’e yazdılar Muhabbet eylemem mülke ihsâna Selâm versen almaz kibri zindana Vefâ için lazım insan insana Kıymet bilmezleri yere yazdılar Şol aşkın derdinden nazâra düştüm Çevirdim yolumu Hazar’a düştüm Ben beni tutarken mezara düştüm Kalk ayağa yolun Hira yazdılar Kâmil olan çeker sıdk ile ahı Sümmâni dost etmiş ervâhtan râhı Kavlinden döneni neylesin mâhı Makberî’yi kızgın nâr’a yazdılar ____________Makberî |