çörtenlerinden sular akardı şıpır şıpır ne ara böyle dökülmüş duvarları üzüldüm...
omuzlarına dökülürdü sırma dertleri çocuklarının ellerinden tutup bayram gezmesine giderdi yağmur altı sırtında eski deri bir mont üç kuruşluk insanların küçümsemesine aldırış etmeden cebinden peçeteye sardığı ekmeği çıkartıp çocuklarına yedirirdi samimi ve kanaatkar bir ilgi ile...
iskemlesi tahtadan ve yüzüğü de bakırdandı sadece ama sadece çocuklarının gözlerine bakarken çok güçlüydü geri kalmışlıkları arkasına ip ile bağlamış gibi ağır ve sendeli bir yürüyüşü vardı misafirliği bitince çocuklarının ellerinden tuttu hissetmişti bir şeyleri ağır ve sükun dolu adımlar ile sımsıkı bir hisle tuttu ellerini yavrularının kıyı boyunca yürüyüp tek akrabası olan ablasına geldi bıraktı yavrularını öyle geleceğim dedi sızı yüklü ama fırtınaya karşı güçlü durmaya çalışan bir çınar gibi vurdukça çatırdayan köklerine rağmen salınarak aşağı indi soğuk merdivenlerinden belirsizliğin kıyıya yürüdü sonsuz maviliklere doğru su üstünde yürümeye çalışmıştı belki kim bilir ama nefesini kıyıda bırakmak zorunda kalmıştı son kez...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
hüznün göçüşü... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
hüznün göçüşü... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Emeğine yüreğine sağlık
Kalemin susmasın
__________________________________Selamlar