urgangordiyonun kenevirini saçlarına örgülüyorken milenyum kadınları palyatif çözümlemeler bekliyorum senden hiç olmazsa bu gece karanlığın balansına neştersiz temas gelmeden gidenlerin ayak izlerine döküp evrenin notalarını esmer bir çocuğun elleri sudan meşale aklımın sedir ormanlarını kundaklıyorken sen ve bir kaç sakıncalı günce çengeller sıralayan çağın kasapları yaşamın pamuk ipine çukurovalı bir gece saçlının kozasına çoğalan ışık beyazı uçan atlar kanat vuruyorken yel değirmenlerin aşından nefeslerimize cennetler nakş etmek değil tarantulanın kara gözlerine onun sahibi var - amenna ve saddakna kekeme şükürler aminler sıvıyorken alnın çatılara seccadelerde üstelik yalın kılıçları ateşe döven zamanın örsüne zaferlerin kutsadığı iskenderler değiliz hiç birimiz kızıl kargılardan ateşli silahlar yontan kuzgun ustaların siyah gölgeliklerinde kan kaselerde nazlı gelincik ve kızılcık kadehler boyu sarhoş masalar zenne ritminde donuk bakışlar düşüyorken darasız ağırlıkların içsel uçurumlarına kırmızının yaşam karşıtı uyumuna ülkeler ve yürekler yumrukluyor felsefesini demir eldivenlerine konuşturan adamlar keskin bir naranın dar boğazında titriyor ses telleri hakkaniyetsiz diyetlerin mengenesine sıkışan susmaların izi anlat bir şeyler hadi ateşini yüreklerine gömen dağların gözlerinde ki sevgiyi sonuçsuz denklemlerin çocuk çığlıkları çekiyorken tırnaklarını duyuların doku ölüsü teninden anlık da olsa içmek istiyorum bu gece yer kürenin yeşil dudaklarından göklere yükselen maviliği . eskiyenlerden |