ŞAİRE AĞIT
Ey şair! Eğer şairsen yalnız şövalyesin
Küsme yalnızlığına, birde dert etme sakın Yoksun olsun sahte gülücükler el çırpmalar Varsın… Unutma çünkü sen yüce bir şairsin Bu yola baş koydun sonu ölümlü dünyada Bağırmaktır görevince, kalabalıklara Kılıcın her daim keskin, yolun açık olsun Girmesin hiç kılıç kınına… Yürü yoluna Tatlı şehvetleri hazzına yalan dünyanın Kapandığında vedasıyla aşklı gözlerin Uğruna nice şiirlerle destanlar yazdığın Sevgilim diye sevdasına aşkla yandığın Takvim yapraklarının savrulduğu gecenin Zifiri karanlığıdır seni korkutmasın Meleklerdir refakatçin rehberin yoldaşın Şiir sofrasıyla ozanlar gelişin kutlasın Yar elinden tuttuğunda ilk anımsadın mı? Hazzın coşkusuyla nasıl çarpardı iki kalp Durmuş şimdi cansız yatıyor işte bedenin Ağıtlar yakıyor duyuyor musun sevgilin Duyamazsın artık yârin avaz çığlığını Sevgilinin, sevgilim terk etme dediğini Ah bir kez daha ah; görebilseydin ahdini Anlayacaktın sende ne çok sevildiğini Son kez yıkanıyorken gasil hane taşında Doğduğun ilk gün ki gibi çıplaktır bedenin Kara topraktır artık senin ebedi evin Günah sevapların terazisiyle tartıda İlkbaharda fışkıran güneş olup parlayan Hoş çiçekler gibiydi ışıltılı şiirlerin Mest ederdi yâri gül olurdu gamzeleri O ufkun kızıllığı batırırken güneşi Hakkını helal et ey şair hakkım helaldir Sana nice güzellikleri vermiş yaradan Her canlının tadacağı böylesi bir haldir Ruhun yücelirken... Okunur işte Fatiha’n MÜSLÜM BAYRAM |
Kalemin susmasın
______________________________Selamlar