sitem name
Sitem name
-Yarı ciddi yarı şakacıktan- Kuru kırık bir dal gibi eğik boynum karlı dağda bir kovuk gibi soğuk koynum Yar acımaz halime kuşlar konmaz dalıma Onun bana dilediğini lal olsun alamam dilime Allahım o ne lanetlik bir kelime reva gördü ölüm diledi yar bana dili zehir dileği cehennemlik ateş har bana bu lanetlik dileği taşımak katlanmak ağu zehır ar bana kırk bir yıllık yarim -kırk bir kere maşallah- düşman gibi bakışı hor bana kuruttu yıktı sevgi bendimi ölüme bu denli hiç yakın görmemiştim kendimi Yitirdim aklımı sağduyumu yitirdim izanımı fendimi arar oldum en başta ben kendi kendimi Kıçı kırık kırıkkale bana bakar göz kırpar albenili,olur marifetimle görbenili olur. lanet kör kurşun Acıması yok lanet puştun ölüm ölüm ölüm kusmak tüm işi çare mi kurtuluş mu bilinmez ölüm bilinen, ölüm unutulmaktır zulüm unutulmaz dil yarası silinmez Karşımda durma öyle ey tabanca kara bele kör şeytan göz kırpma takma beynime kanca günahlı ise ellerim emellerim temizlenecek mi kanla Bakma bana öyle ah şeytanın güdümündeki lanet tabanca sen şeytana şeytan sana tapar anca Dargınım yarla yorgunum yaralıyım yüreğimin maralıyım baykuş nerede öterse ben oralıyım Soğutamadım yüremiğimi mayıs ayında yağan karla yeşerdemedim bağımı bahçemi ayva kiraz zerdali narla Başak tutmaz buğday vermez ektiğim diktiğim tarla ne güldü yar ne güldürdü baharla doğa da bize bakmış oldu öyle kahırla Adam edemedinen başte ben kendimi arar dururum yarım asırdır değirmen bendimi alem buldu da ben bulamadım yaşam fendimibendin Ararsın yar ararsın sabah ekmeğini bölüp aynada görünce dağınık saçınla kendini yüreğinden bir sızı, kulağından bir sesle ey gül hanı bülbülün dendi mi Burun’larımızdan solur olduk nefeslerimiz kasırga tipi yel oldu irkildi saçlarımız dikensi tel oldu sinirinin esiri oldu uydu şeytana gitti Yine de çağırdım tel ile dön gel dedim seherde esen yel ile tersledi yıktı kıl köprüsünü acı dil ile bekledim gece boyu uyku melekleri’min gözyaşlarını sile sile Kara bulutlar çökmüş bahar dağlarına kara yazgım yazılmışcasına mayıs ayında gülüm gitti el oldu, dolu yağdı gülistan virane bataklık sel oldu Ey yar zalim yar; ne güldün ne güldürdün mutluluğu ne bildin, ne bildirdin senin gözünde zaten hiç yoktum yalova kaymakamından farksızdım bu halimle zeten yaşıyan bir ölüydüm Nedendir ne haldir hep üzüntülü gamlısın mutlu olacaksan dilediğin olur. gekirse satın da alırım yeter ki sen mutlu ol! Kırmızı gül kararmış meğer güllere de kara karlar yağarmış görünmez oldu birden güneş meğer kara kara bulutlar umutları da güneşi de karartırmış!!! Kör olasın gözüm dikeni gül görüyorsun yanmış sönmüş tezeği ocakta kutsal kül görüyorsun kırılasın ayaklarım diken üstünde gül yürüyorsun Ey vah! Ey vahhh!! |