dekolteli aşk...ahh… tenine gece, dudağına da ayın şavkı düştükçe yalnızlıkla öpüşen sevgili bilmez misin, lisanı aşktır aynı bakışa düşmenin aynı bakışta, aynı yakarışta soluksuzca mütemadiyen sevişmenin… saat, zevk-i sefa geçiyor haydi uzan ve bırak dekoltesini düşürsün zaman yol olsun, ruhum, bedenim gecenin isterikleşmiş vaktine bağışla artık sende perliçe ömründen bu geceye, bu ecele ve yalnız bize ömrünü ahh sevgili… teninin coğrafyası dilimin uydusudur iç geçirmişliğim titrekliğinin, tepelerinden ihbar aldıkça dudaklarım halkalaşır, nadassızlığına dil dokungaçlığım tepeleşir, baş kaldırmışlığına diş geçirmişliğim süzüldükçe, kesildikçe tenine kırmızılaşmış telaşım kalbim sanki parmak uçlarımdan damlar onlar ki, kıvrımlarının en uslanmaz çocuklarıdır kırıldıkça fay hatların bozkırlarında bulutlanır kasılmaların endamına girdaplaştıkça tutkuların mabed-i derinliğine boy veren kat-i inancına tapınasın, kuraklığına da hıçkırdıkça ıslanasın gelir ahh sevgili… sen yine de yağmur bil ıslaklığını med-cezir bil, duvarlarına gidip gelen savrulmalarımı sen ki, ruhum ile bedenim arasında en üryan denizsin tuzunu terim, nefesini nefesim bil dilim kırbaçtır niyetime dudağım seyr-ü seferdir diyetine sen ki, topraktan sürgün kahverengi sen ki, rengini gerdeğe bağışlamış duvaksız gelincik ne zaman dönsem kıbleye suretime en keskin suretsin seni böyle biliyor, seni böyle seviyorum ya tanrı da n’olur beni affetsin… ilhanaşıcıkasımikibinonsekiz |