A . C . ZHer dem yüklenecek bir özne arayan Gizli özlemli Eksiltili cümleler kuruyorum şimdilerde Ke’lime ke’lime dolaylayıp Yoruyorum Tüm meraklı dedikoducu tümleçleri Bir küs Bir barış hâlleri Mahâllemizin duvarlarını Tebeşir taşlarıyla karalayan Haylaz hayta çocuğu şiirle Elma deyince saklanmıyor Portakal deyince çıkmıyor Saklambaçlarda En çok da " Ben seni hiç sevmedim ki" diyen Şâir’in O içini dolduramadığı h’içliği Tümleyerek efsânî yürek orucuyla Ağzı kapalı bir zarfa koyup Saklamasını seviyorum Ceketinin sol üst iç cebinde Ve "Seni" dediği mâşûkunu Belirtileyip Acımasızca nesneleştirmesini Koluna takıp kuru rüzgârları Camlarıma vuran yorgun akşamlarda Masûm Mor Menevşemi suluyorum Yeni aldığım pembeli morlu bir sulukla Masûm Mor Menevşe derken Gönderme yapmadım Kayahan’a Mısra olsun şiir dolsun derdi de yok bende Yanlış anlama Harbiden su veriyorum çiçeklere Annemin giymediklerimizi verip de Mandal leğen aldığı eskiciler Almıyor artık Küçülmüş diye vermeye kıyamadıklarımızı Eski pahasına Paslı pis seyyâr tezgâhında Ömründe 3 öğün fırçalanmış Sarı çürük dişleri arasında kirlettiği Çeyizlik aşkı bir genç kadının Az kullanılmış Yarım kalmış sevdâ masalları Notalarından ayrı kalmış taş plaktan şarkılar Ve Üzerine Maviliği dağılmış tükenmez kalemle "O’na Bu’na Şu’na sonsuzlukla" Şeklinde not düşülen Kapağı dahi açılmamış kitaplar 90 model bir Şahin’in Cılız elleriyle güç belâ çevirip indirdiği camlarından Soğan cücüğü kafasını çıkarıp yukarı bakan Aşkını yediğimin 16’lık ermemiş yetmesi Kâbir azâbı çektirircesine bağırtıyor "Leylâklar dökülüp Güller ağlasın" diye diye Merhûm Yıldırım Gürses’i Belli ki Yine araklamış anahtarı asgarî ücretli pederinden Bir de sürttü sürtecek beyaz emektârı Sıvanıp henüz boyanan Cami avlusuna (O söz öyle değildi yâ Neyse işte Boşver ) Ahh benim Canyarım Yürek telâşım Ahh benim Yansızım Hayat’aşım dediğim Hiç mi özlemedin bizi ikimizi Hiç mi hatırlatmıyor sana herşey beni Hiç mi yanmıyor için Söyle Söyle Sussun bu şarkı |
Kalemin susmasın
________________________________Selamlar