kurgusal şeyler- sapanevet çok çocuktu kent sokağın kurşun ipler atlayan sesi bıyıklar henüz ter demleme heyecanı sakar ve yanakları kızaran bez bebekler ninnileriyle yaşama başkalaşan umutları imgeleme hazırlığı hatırlıyorsun değil mi dün öğle vakti beyaz salkımlı erguvanın altı sloganları umut abilerdi geçen tanımadığımız haziranda kızıla koşan kırmızı mavi ve yeşili harmanlarken düşüncenin ten kıvrımlarını vuruyordu özgür ve köşeleri olmayan denizsiz kentlerde deli dalgalar göz bebeklerimizin altın sahilli kıyılarına elime sapanı ilk alışım hani saf tutamadığımız yenilgilerden sonra ilk dokunuşum bir serçeye kırık kanadından can sızıyorken avuçlarıma kabulsüz yakarıların gri dudaklarıyla gözlerini çaresiz kapatışım anladın ondan asırlardır ağlayamayışım paletler gelip geçerken üzerimden hakkaniyeti sorgusuz savaşımların meydanlarında ellerim sapansız donuk gözlerle bakakalışım |