Biz, böyle miydik?Sen, hiç toprağa dokundun mu? Çıplak gözle gördün mü, renginin kabuk atışını? Peki! Ağladığını duydun mu? Ben, dokundum! Ona dokunmak beni korkutmadı. Ben, hissettim! Sarsıntıların şiddetini. Ben, yürüdüm! Bu yol, tozlu da olsa; taşlı, çakıllı da olsa. Ben, sevdim! Rengin her çizgisini. Hırçın: "Rüzgarın savurduklarına bakma, o, bulsa hiçbir şey bırakmaz!" İnsan’ın alnındaki çizgiler hariç. Neden biz? Dokunmalardan uzaklaştık, renklerle ayrı düştük. Evrenin içindeki bütünlüğünü tek tek ayrıştırdık. Biz, böyle miydik? Kucakla... Değirmenin ve buğday tarlasının aşkı gibi. Bütünleş... Kursaklara sunduğun besin sevgisi gibi. Besle...! Ruhun açlığını, toprağın bekleyişi gibi. Soluma...! Burnundan acı biber koklamış gibi. Kucak aç...! Halen kırılmamış canların aşkına. 1999 |