Islak
Sensiz gecelerin uyanışında, düşler ıslak
Kirpikler, gözler ıslak Yine yağmur yağdı dün gece Yollar, kaldırımlar, damlar ıslak Yine aynı angarya, giyindim Senin boynuma bağladığın gibi taktım atkımı Dışarıya attım kendimi, kilitleyip kapımı Ağaçlar, dallar, yapraklar ıslak Ellerim pardösümün ceplerinde, yürüyorum Rüzgâr esiyor, serin serin Atkım dalgalanıyor boynumda Yalnızlık okyanusunda Yol alan bir geminin sancağı gibi Atkım savruluyor boynumda Yürüyorum ıslak yollarda Ellerim cebimde yürüyorum Orhan Veli, Cahit Sıtkı’yı düşünüyorum Nazım Hikmet geçiyor, gözümün önünden Bütün şairlerin ortak noktası bu galiba Hepsinin ilhamı hasretten, acıdan, kederden Yolda birikmiş suya basıyorum, farkında olmadan Çorabım ıslanıyor Üstat Cemal Safi geliyor aklıma “Elbisem gündelik, pabucum delik, Haberin olsa da sobayı yaksan. Yağmur iliğime geçti üstelik İçim ürperiyor, ya evde yoksan” diyor Sonra, seni düşünüyorum Islak saçlarının kokusunu Ve dudaklarımı bedeninde gezdirdiğimde İç çekişini Seni düşünüyorum, ıslak tenini İçime çekiyorum nefesini Her şey ıslak tepeden tırnağa, aşk ıslak Yollar ıslak, kaldırımlar ıslak, damlar ıslak Hüzün taneleri üstüme damlıyor Biliyor belki de, sensizliğin beni kahrettiğini Belki de halimi anlıyor Sabahattin Ali, kulağıma eğiliyor “aldırma gönül, aldırma” diyor… Gürsel İLERİ |