'Artık o kapıyı çalan ben değilim anne'
iki evin arasında
tel örgü vardı üstünü sarmaşık gibi hanımeli sarmıştı sarı ve yavruağzıyla karışık bir renk kokusu burnumda leylak ağacı da akıllara zarar mor leylaklar dış kapıya açılan duvarın dibindeydi efsane bir koku baş döndürüyordu güller vardı rengarenk ayrıca reçel gülü diye de pembe açan başka bir çeşidi vardı yapraklarını tek tek koparıp kavanoza doldurup buzdolabına koyuyorlardı sonra reçel yapıyorlardı ağaçlar meyvalar otu çöpü neler neler dört kenarı duvarlarla çevriliydi duvarların ötesinde yaşayanları/yaşanmışlıkları... neyse işte çenem düştü... ’dün gece güzel bir rüyadaydım yine...’ |
Selamlar..