Sırtını Çeviriyor, Yönelsem Dağlar Bana
Yaşayınca anladım, iki kapılı handa
Her dertten daha ağır, ayrılık şamar bana Kuralı mı varlığın, şu yalancı cihanda? Kalbim hüzün dokuyan, körüklü ıstar bana Cemreler uğramadı, hava, suya, toprağa Hazan mührünü vurdu, ilkbaharda yaprağa Senenin eni boyu, dayandı son çeyreğe Anladım ki bu yıl da pas geçti bahar bana Bilenlerin eriyim, sevginin değerini Umutlarla besledim, düşlerin beherini Gözüm açık gidecek, yaşamazsam birini Alayını ahrete etmesen rötar bana Çöreklenmiş canıma, dertlerin karmaşası Beyaz bayrak sallatır, ruhuma kargaşası İşkence rekortmeni, kör talihin maşası Uğruna can verdiğim, gam küpü sunar bana Kaderime hükmeden, alışmış çift dalmaya Mendireksiz sularda, korkarım açılmaya Elimi sürmesem de lanetlenmiş elmaya Âdem ile Havva’dan, uzanır damar bana Çalmıyor kapımızı, candan seven birisi Kırk beden büyük bize, masalların perisi Ellerinki Mihriban, meleklerin dirisi Sormayın bizimkini, söylesem sayar bana İşkenceden sayılmaz, saçımı ağartması Alelâde hüneri, aklımı delirtmesi Doğduğum günden beri, sanki beşik kertmesi Sevilenden hediye, dinmeyen pınar bana Hüzünleri gözyaşı girdabında boğacak Karanlığa karanlık edenleri kovacak Marifeti, hüneri bir bakışa sığacak Şifreleri çözdüren, yok mu anahtar bana Ben beni aşmayalı, medet umsam el vermez Arı olsam bağrında, çiçek vermez, gül vermez Kar yağmış üzerine, geçit vermez, yol vermez Sırtını çeviriyor, yönelsem dağlar bana Başını çeken benim aşk babında müflisin “Bir” değilmiş çilesi gurbet elde herkesin Delibal bana göre bir gömlek üstün kesin Yârden ayrı her anım, mıh gibi batar bana Celil ÇINKIR - DELİBAL |