KASVET
Kasvetli,karanlık yollarımın soluğa muhtaç akşamları
En yitik saatlerimin bahara uzak kör avluları Masivamdan yıkılmış,kapalı kapıların tutuşan mısraları Heyhat ! Karanlık yazgısı mıdır alnımın köhne derin satırları ? Sıkıntı her demdir ; acıtan içimi züldür,bu kaçıncı ahuzar ? Hürriyetimden yoksun bir kabına sığdıramadığım; koca ahlar Ummanda dökülsem,gönül deryasına kulaç atıp kavuşsam ; yine sonbahar Ne çıkar (!) Uzak mıyım yakın mıyım ben kainatta yalnız bir damlayım Küheylan yıkılır,sarı sokak siyaha boyanır Denizler köpürür dalgalarla kıyılar yıkanır Debdebeli ömür sahnelerim bir rüzgarda sallanır Kader ya bir tufan olur kuşlar da yıkılır Ne o ela gözlerimde parıldayan altın seneler Ne de bıçak gibi keskin, bir kurşun kadar derin ; geri dönüşsüz kelimeler Dönüp baktıkça ardıma ; bol keseden doldurulmuş kara bir defter Yan derdine gönül,ukbada tüm hakikatıyla bekler seni mahşer |
güzel bir paylaşım
sunumu okudum
hep gerçekleri anlatan
kutlarım saygı değer kalem