EN GÜZEL HATIRANA
bir takvim yaprağı düşerken yere
aklıma geldi geçip giden zaman. sokağımın az ilerisinde tatlı tatlı gülüşlerle hatıralara bir buse konduran o solan gülün vedası... simsiyah saçların gölgesinde soğuk günlere sıcak gülüşünle uyanırken kaç defa kirli ruhların ayaz gecesinde ne sen vardın nede seninle doğan güneşimin sıcaklığı... bana kahrolası yalnızlığımın pahalı isyan faturası bir bir çıkarken göz kamaştırıcı güzelliğine git diyordu bilinmez kaderim... düşünemezdim salına salına giderken yolumda bir çift ela gözün beni can alıcı bir bakışla tuş edeceğini. o anın güzellikleri başımda kavak yelleri estirirken içimde en güzel bahar şarkıları söylenirken bilemediğim bir alemde hercai gülüşlerle şaşkın şaşkın bakıp gidiyordum etrafa... girdabına düştüğüm fırtınalar beni fır fır döndürürken çoktan geçmiş sen kokan baharlarım. şimdi yorgun şimdi solgun kışların ayazında gezerken o kadar içime işlemişti ki sensiz geçen günlerimin sancısı hatıran bile kesmiyor artık beni... umudum bütün zamanların ötesine geçerken unutmuş olduğunla buldum seni çok kez. söylenecek o kadar çok şey varken sadece acı acı tebessüm ettim. eğilmeyen dik başım öne düşerken ilk kez diz çöktüm can yakan en güzel hatırana... Aşkı Güneş gibi düşün, siyah bulutları da acılar. Ama sonunda Aşk (Güneş) yine acıların arasından bütün sıcaklığıyla yüzünü gösterir ve yine dağılan o siyah bulutlar (acılar) olur. Ahmet KARA 24/09/2018 (Meram Bağları) |
Kardeşce dostça kal